Dil ve dudak kanseri nedir? Belirtileri nedenleri ve tedavisi

dil ve dudak kanseri

Dil ve dudak kanseri nedir? Belirtileri, nedenleri ve tedavisi nelerdir işte tüm detaylar. Dil, dudak, tükrük bezleri, ağız döşemesi, diş etleri, yanak içleri ve damağı etkileyen kötü huylu tümörlerin neden olduğu kanser türüne dil, dudak kanseri denmektedir. Bu tümörlerin yaklaşık %90’ı skuamöz hücre kanserleridir. Kalan %10’luk kısmı ise lenfoma, küçük tükrük bezleri kanseri, melanoma ve sarkomalardır.

Her yıl yaklaşık 30 binden fazla kişide görülen bir kanser türüdür ve her yıl 5 bin kişi bu kanser nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Erkeklerde kadınlara nazaran çok daha sık görülmektedir.

Belirtileri:

Dil, dudak kanseri ya da ağız boşluğu tümörlerinin belirtileri olarak;

Yutmada güçlük çekme,

Çiğnenen lokmaların burundan geri gelmesi,

Konuşma sorunları,

Yutulmaya çalışılan besinlerin nefes borusuna kaçması,

Boğaz ağrısı ve tümöre bağlı nazofaringeal yetersizlik,

Tek taraflı kulak ağrısı,

Ağız boşluğunda enfeksiyon ile karışan kitle veya ülser,

Boyunda sert kitle, ele gelen lenf bezleri sayılabilir.

Nedenleri:

Dumanlı ya da dumansız tütün kullanımı,

Aşırı alkol tüketimi,

Enfiye çekmek,

Dudakların ultraviyole ışığa maruz kalması,

Demir ya da B12 vitamini eksikliği en belirgin nedenleri olarak sıralanabilir.

Tanılama:

Ayaktan yapılan Transoral biyopsi kesin tanı koymak için en etkili yoldur. Akciğerlere sıçramasını ekarte etmek için göğüs grafisi çekilir. Kemiğe sıçradığını düşündüren kemik ağrısı mevcutsa kemik scan görüntüsü alınır. Karaciğer ve beyne sıçrama olasılığı varsa da bilgisayarlı tomografi ya da MR ile kesin tanılama yapılabilmektedir.

Tedavisi:

Kanserin tedavisi tümörün yerine göre yani dil, yanak içi, damak, dudak ya da farenks’te ise buna bağlı olarak tedavisi değişir. Cerrahi müdahale için hasta yatırılır. Radyasyon ya da kemoterapi ile birlikte tedavi yapılabilir, ya da yalnızca kanserli kısmın cerrahi olarak çıkarılması seçilir. Ameliyat edilemiyorsa radyasyon veya kemoterapi ile tedavi yapılmaktadır. Cerrahi yöntemle tedavisi gerçekleştirilen hastaların beslenmeleri için yaranın iyileşmesi gerekmektedir. Henüz iyileşmeyen yara nedeniyle hastanın midesine sonda sokulur ya da mideye dışarıdan bir delik açılarak beslenme sağlanır.

Hasta ameliyattan sonra tekrarlama olmaması için rutin kontrolleri yapılmalıdır. Hastanın artık tütün ya da alkol kullanımına son vermesi gerekmektedir. Bu sayede hastaların yaklaşık %80’i erken teşhis ve tedaviye bağlı olarak iyileşmeleri sağlanmaktadır.

Leave a Reply