En sık görülen 5 kadın hastalığı

en sık görülen kadın hastalıkları

Kadınlarda en sık görülen hastalıklar oldukça geniş bir yelpazede ele alınabilir, ancak bazı kadın hastalıkları üreme çağındaki kadınlarda çok daha sık görülebilmektedir. Yazımızda, en sık görülen 5 kadın hastalığı ile ilgili bilgiler vereceğiz.

1- Adet düzensizliği:

Kadınların adet mekanizması, beynin salgıladığı hormonların yumurtalıları uyarması ve hücre büyümesiyle başlamaktadır. Bu yumurta hücresi progesteron ve östrojen üretmekte, hormonların etkisiyle de gebeliğe hazırlanan rahimdeki doku da kalınlaşmaktadır. Kadınlar, gebe kalamadıkları her ay bu dokuyu kanla birlikte dışarı atmaktadır. Bu adet mekanizması bazı sebeplerden dolayı bozulabilmektedir. Hormonlara bağlı olarak gelişen düzensiz kanamalara disfonksiyonel kanama adı verilmektedir. Ayrıca miyom, polip, rahim kanseri ve rahim iç duvarında kalınlaşma durumları da adet düzensizliklerine sebep olabilmektedir. Patolojik bir nedenden dolayı adet düzensizliği varsa tedavisi cerrahi olarak ya da histereskop yolu ile miyom veya polip alınarak yapılmaktadır. Kanama fonksiyonelse hormonal ilaçlar kullanılarak tedavi edilmektedir.

2- Pelvik ağrılar:

Miyomla ilgili ağrılar, en fazla adet düzensizliği ve ağrı ile belirti vermektedir. Rahim duvarındaki bu iyi huylu tümörler çoğu kez tedavi gerektirmez, ancak idrar torbasına, makat ve organlara baskılama olacak kadar büyüdüklerinde ağrı yapabilmektedir. Durumun bu şekilde olması cerrahi müdahaleyi gerektirebilmektedir. Rahimdeki endometrium dokusu dışarı atıldığı esnada, rahim ağzı kanalından atılmakta olan pıhtılı kanın rahmin kasılmasıyla meydana getirdiği ağrılar pek çok kadında olabilmektedir. Bu tür ağrı yaşayan kadınlara kanamanın azalmasına da yardım eden ağrı kesiciler verilebilmektedir. Verilen bu ağrı kesiciler kanamayı azaltsa da atılması gereken dokuyu da dışarı atmaya engel olmamaktadır. Yaşanan ağrının azaltılmasında doğum kontrol hapları da etkili olabilmektedir. Aşırı ve şiddetli bir adet dönemi geçiren kadınlarda çikolata kisti denilen endometriozisten şüphelenilebilir. Bu durum her yüz kadından altısında olabilmekte, kesin teşhis laparoskopik cerrahi ile konulmaktadır.

3- Cinsel fonksiyon bozuklukları:

Cinsel fonksiyon bozukluğu olan kadınlar, genellikle doktora ağrı yakınmasıyla başvurmaktadırlar. Uzmanlar bu tür hastaların anatomik sorunlarını inceleyerek, cinsel ilişki esnasında meydana gelen fizyolojik değişiklikleri anlatmaktadırlar. Cinsel ilişkide doğum sonrası vajinal bir yara dokusu, miyom, patolojik sorunlar ve endometriozis ağrıya neden olabilmektedir. Hastada başkaca bir anatomik sorun yoksa, psikiyatri uzmanına yönlendirilmektedirler.

4- Kısırlık:

Gelişen hormonal dengesizlikler, cinsel yolla bulaşan hastalıkların ve endometriozis’in artması, iş ve kariyer hedefleri nedeniyle geç gebe kalınmak istenmesi gibi bazı konular sorunların birikmesine ve gebeliğin gerçekleşmemesine sebep olabilmektedir. Ancak gebeliğin meydana gelmesi için belirli bir sürenin geçmesi lazım. Çiftlerin sağlık açısından bir sorunları yoksa, 12 ay süreyle korunmasız ilişki tavsiye edilmektedir. Sorunsuz çiftlerin yaklaşık %25’lik bölümü yumurtlama dönemnde gebe kalmaktadırlar. Bir yıllık sürede hamilelik meydana gelmediyse, erkekte sperm ölçümü, hormon testleri ve rahim içi film çekimi yaptırılmalıdır. Uygulanacak olan tedaviler bu testlerin sonucuna bakılarak planlanmakta ve uygulanmaktadır.

5- Vajinal akıntı:

Vajinal akıntı, hemen her kadının yaşadığı bir sorundur. Bu sorun ya fizyolojik bir nedenle ya da bir hastalık sebebiyle ortaya çıkmaktadır. Bakteriyel vajinozis, mantar, trikomonas, klamidya ve mykoplazma gibi enfeksiyonlar fizyolojik sebeplerin dışındaki vajinal akıntı nedenleridir. Enfeksiyon tedavisi oral olarak alınan antibiyotikler ve vajinal tebletlerle yapılmaktadır.

Leave a Reply