Kökeni insanlık tarihi kadar eski olan zeytin ve incirin faydaları da saymakla bitmiyor. Gelin, elimizin altında bulunan bu mucizelere bir de yakından bakalım.
İnsanlık Tarihinde İncirin Yeri:
İncir ağacı bundan yaklaşık 80 milyon yıl önce, özel bir tür arının beslenmesi için ilk meyvesini vermiştir. O günden bu yana da, bu arı sayesinde çoğalır. Pek çok ekolojiste göre incir temel bir besin kaynağıdır. Çünkü incir ağaçları yabani hayatta yüzyıllardır, yaklaşık 1200 türün üyesi olan milyonlarca canlıyı besler. Bu canlıların içinde primatlar bile vardır. Yani incir boşu boşuna bereket ve bolluk simgesi olmamıştır.
İncir ağacının kutsal kitaplarda dahi yeri vardır. Kutsal bir ağaç olarak görülen incirin yetişmediği topraklar, bazı kutsal kitaplara göre yaşamın oluşamayacağı değersiz topraklardır. İnsanlık tarihinde bu derece önemli bir yere sahip olan incir, oldukça geniş coğrafyalara yayılmıştır. İncir yaprağı olimpiyat oyunları kazanan atletlere, yemeleri için verilen bir hediyedir. Kleoatra’yı öldüren engerek yılanının içine saklandığı meyve sepetindeki meyve de incirden başkası değildir.
İncirin Faydaları:
- İncir güçlü bir Antioksidandır. İçerdiği protein sayesinde hücrelerin yenilenmesine yardımcı olur.
- Kanser ve kalp rahatsızlıklarının önlenmesinde rol oynar.
- Yapısındaki demir, kansızlığın ilacıdır.
- Kalsiyum içermesi sebebiyle, iskelet sistemi ve dişlerin dostudur. Özellikle kurutulmuş incir, yaş incire oranla 4 kat daha fazla kalsiyum içerir.
- Oldukça lifli bir besindir. Bu sebeple, hem kötü kolesterolün kana karışmadan evvel vücuttan atılmasını sağlar, hem de mide ve bağırsağı rahatlatır.
- Sinir sistemi için çok faydalıdır. Uykusuzluğu ve yorgunluğu giderir; enerji verir.
- Özellikle kurutulmuş incir, balgam söktürücü ve göğüs yumuşatıcı olarak kullanılır.
- Vücut direncini artırır, bağışıklık sistemini güçlendirir.
- Yaşlılığa bağlı oluşan görme bozukluklarına iyi gelir.
- İçeriğindeki yüksek lif sayesinde kilo vermeye yardımcıdır. Uzun süre tokluk hissi verir.
- Kan şekerindeki ani değişiklikleri önler.
İncir ile Yapılan Doğal İlaçlar:
- Basur İçin: Kuru inciri sütle ya da zeytinyağı ile karıştırıp, sabahları aç karnına yemek basur tedavisine yardımcıdır. Körpe incir yaprakları kaynatılarak elde edilen su, ılıtılarak, her gün 15 dakika bu suda oturma banyosu yapılabilir. Yine körpe incir yaprakları kurutulur ve parçalanır. 1 su bardağı suda 2 tatlı kaşığı incir yaprağı kurusu kaynatılır. Elde edilen su ile basur memelerine pansuman yapılır.
- Siğiller İçin: Özellikle körpe incir yapraklarının sütü, siğillerin yok olmasında çok etkilidir.
- Güçlü Saçlar İçin: 2-3 adet kuru inciri elinizden geldiğince incecik doğrayın. 1 su bardağı süt ile birlikte, bulamaç haline gelene dek kısık ateşte kaynatın. Karışım ılınınca, saç diplerinize sürün ve streç film ile kafanızı sarın. 2 saat bu şekilde bekledikten sonra saçınızı yıkayın. Bu işlemi haftada 1 defa uygulayın.
- Yaralar İçin: İncir yaprağı sütü, müzminleşen yaraların tedavisinde kullanılabilir.
Zeytinin Tarihçesi:
Pek çok medeniyet tarafından kutsal kabul edilen ve günümüze barışın simgesi olarak gelen zeytin ağacı, bolluk ve bereketin bir başka sembolüdür. İlk zeytin ağacının nerede görüldüğüne dair pek çok farklı fikir vardır ve görüş birliği yoktur. Ancak araştırmacılar, zeytinin en az beş bin yıldır bir endüstrisi olduğu görüşündedir.
Bir efsaneye göre, Hz. Adem ölümünden önce Allah’tan merhamet ve af diler. Oğlu Şit’e cennet bahçesindeki iyilik ve kötülük ağaçlarından tohumlar almasını söyler. Şit söyleneni yapar ve aldığı üç tohumu babasının ağzına koyar. Hz. Adem’in gömülmesinin ardından, bu tohumlar yeşerir ve zeytin, servi ve sedir ağaçlarına dönüşürler.
Hz. Nuh, büyük tufanın dinip dinmediğini, suların çekilip çekilmediğini anlamak için, inşaa ettiği gemiden bir güvercin salar. Güvercin uzun bir süre uçtuktan sonra gemiye geri döner. Bir süre sonra güvercini yeniden salan Hz. Nuh, beklemeye koyulur. Güvercin gagasında taşıdığı bir zeytin dalı ile gemiye geri döner. Hz. Nuh, bu şekilde tufanın bittiğini ve suların çekildiğini anlar. Güvercin ve zeytin dalı da böylece barışın simgesi olur.
Mitolojide de zeytin ağacı ile ilgili bir hikaye vardır. Zeus, insanlığa en büyük armağanı veren tanrı ya da tanrıçanın, yeni kuracağı şehirde hükümdar olacağını söyler. Bunun üzerine deniz tanrısı Poseidon ve barış ile bilgelik tanrıçası Athena arasında sıkı bir çekişme başlar. Poseidon, üç dişli mızrağını büyük bir kayaya saplar ve “at” dediğimiz güçlü kuvvetli hayvanı yaratır. Athena ise mızrağını toprağa saplar ve mızrak, bir zeytin ağacına dönüşür. Bu ağacın meyvelerinden ve güzelliğinden etkilenen halk, kendileri için en güzel armağanın zeytin ağacı olduğuna karar verir. Böylece yeni kurulan şehre Athena’nın adından esinlenerek Atina adı verilir.
Zeytinin önce meyvesinden faydalanan insanoğlu, sonra suyunu sıkarak zeytinyağı elde etmiştir. Bu yağ ile yüzyıllar boyunca şifa bulan insanlık, zeytinyağını aydınlanmak, ısınmak, sabun yapmak gibi pek çok iş için kullanmıştır.
Zeytin ve Zeytin Yağının Faydaları:
- Antioksidan olması sebebiyle, kalp damar hastaıklarına ve kansere karşı koruyucudur.
- Müthiş bir hücre yenileyicidir. Dolayısıyla yaşlanmayı geciktirir ve insan ömrünü uzatır.
- Tuzsuz olması şartı ile tansiyonu dengeler.
- Kemik ve dişlerin oluşumunda önemli bir rolü vardır.
- Yüksek lif içerdiği için mide ve bağırsak dostudur; ayrıca tokluk hissi verir.
- Kan dolaşımını hızlandırarak varis oluşumunu önler.
- Kansızlığı önler.
- Cildi güzelleştirir. Saçların ve cildin parlak olmasını sağlar.
- Yara ve yanıklara çok iyi gelir.
- Bağışıklık sistemini güçlendirir ve vücuda direnç kazandırır.
- Kemik erimesini önler.
- Kireçlenmeyi önler.
- Vücudu iltihaplardan arındırır.
- Besinlerin bağırsak tarafından emilmesini artırır.
- Ödem oluşumunun önüne geçer.
- Pankreas salgısını uyarır.
