Kalp krizi nedir, nasıl meydana gelir?

kalp krizi nedir nasıl meydana gelir

Kalp krizi nasıl ve neden meydana gelir, kalp krizinin nedenleri ve belirtileri nelerdir işte detaylar. Kalp, insanın kendi yumruğu kadar bir kas kümesinden meydana gelir ve her gün 40 varil miktarında kanı pompalar. Kalp, yalnızca vücudu değil kendini de oksijen ile beslemektedir. Kandaki alyuvarlar oksijene yapışmakta ve bütün vücudu dolaşmaktadır. Bu sayede de tüm organların ve dokuların oksijen gereksinimini karşılamaktadır.

Kalp yüzeyi kılcal damarlar, koroner atardamarlar ve kaslarla kaplanmıştır. Kalp duvarlarıyla beraber kasılıp gevşeyen yaklaşık 50 milyon elastik kas hücresinden meydana gelmiştir. İnsanın kalbi her an vücudun ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir biçimde tasarlanmıştır. Mesela; hareketsiz bir şekilde oturduğumuzda ya da yattığımızda, atım sayısının 70’ten çok olmaması yeterli gelmektedir. Organların içinde kendi güç kaynağına sahip tek organ kalptir. Kalbin düzenli bir şekilde atmasını ve çalışmasını sağlayan, elektrik sinyalleri üreten duvarların arkasına saklanmış bir hız ayarlayıcı vardır. Bu hız ayarlayıcısı spor yapmaya başlandığında kalp atımını iki katına hatta üç katına çıkarmaktadır. Bunu yapmasının nedeni sporda kullanılan kasların ihtiyacı olan oksijeni sağlamaktır.

Kalp krizi nasıl meydana gelir?

Koroner damarlarda kum tanesinden daha küçük olan tümörün neredeyse tamamı kolesterolden meydana gelir. Vücudun normal şekilde çalışabilmesi için kolesterole ihtiyacı vardır ve bu kolesterolün büyük bölümü karaciğer tarafından karşılanmaktadır. Fazla olan kolesterol kana karışsa da küçük miktarlar güvenle taşınabilmektedir. Ancak fazla olduğunda bunlar kanı zehirlemeye başladığı gibi, koroner atardamarda bulunan ince çatlaklara takılarak yağ dolu bir tümör ya da plaka meydana getirirler. Oluşan bu plaka zamanla damarın içine doğru büyümekte ve kan akışını engellemeye başlamaktadır. Ortaya çıkan bu durum vücudun bazı bölgelerinin oksijensiz kalmasına neden olmaktadır. Vücut da bu duruma tepki olarak oksijensiz bölgelerde yeni damarlar oluşturmakta ve doğal by-pass yapmaktadır.

Kan, koroner damarlardan geçerken büyük bir basınç altında geçerken normalin 5 katı bir hıza ulaşmaktadır. Sonrasında plakaların çevresinde girdaplar ve helezonlar meydana gelir. Kanın bu basıncı plakalardan ufak parçaların kopmasına sebep olur ve alyuvarlar buraları kapatarak pıhtılaşmasına neden olur. Vücudun herhangi bir yerinde olsa  hayatı kurtaran bir durum olurdu. Fakat incecik damarlar içinde tehlikeli bir durum yaratmaktadır. Pıhtılaşan bölgeye daha fazla kan hücresi gelerek pıhtının büyümesine neden olur. Pıhtının büyümesi neticesinde de kalbe gitmekte olan kan azalır. Kalp kası hücrelerinin oksijene olan ihtiyacı çok fazladır ve zamanla oksijensiz kalırlar. Sonucunda ölmek üzere olan hücreler beyne ağrı sinyalleri gönderirler. Nadiren de olsa bu durum oluşmaz ve ağrısız kalp krizi meydana gelebilir. Birçok kişi kalp krizi başlangıcı olduğunun farkına bile varmaz. Diğer taraftan pıhtı büyümüştür ve damarın büyük bölümünü tıkamıştır artık. Yaşanan ağrı çok şiddetlidir ve sol kolda çok kuvvetli bir ağrı meydana getirir.

İnsanın vücudu ortaya çıkan bu krizi atlatmaya çalışmakta, beyin adrenalin salgılayarak kana karışmasını sağlamaktadır. Kalbe ulaşan adrenalin iç duvarlara işleyerek hız ayarlayıcısının hızlanmasını ve çok hızlı bir şekilde atmasını sağlar. Kalbin amacı ölmek üzere olan kas hücrelerini yaşatmaktır. Çünkü hücrelere Helen oksijen miktarı çok azalmıştır. Kas hücreleri enerjilerinin büyük kısmını harcarlar ve fonksiyonlarını yavaşça durdurmaya, en sonunda da çalışmayı durdururlar. Ortaya çıkan etki vücudun geri kalan kısmına yayılarak akciğerin sıvıyla dolmasına neden olduğu için nefes alıp vermede sıklık olur. Kalp zayıfladığı için akciğerlerdeki kan damarlara geri dönmeye başlayarak ortaya çıkan ekstra basınç kan haricindeki tüm sıvıların hava keseciklerine dolmasına neden olur. Bu durum düzeltilmezse kişi bu sıvı nedeniyle boğulur. Kas hücreleri oksijensiz kaldığından patlayarak ölmeye başlarlar. İlk 15-20 dakika içinde herhangi bir müdahale yapılmazsa tekrar atamayacak derecede hasar görürle ve yenilenmezler.

Kalp krizinde tıbbi müdahale nasıldır?

Yapılan ilk müdahalede hastaya pıhtılaşmayı önleyici ve pıhtı ayırıcı TPA verilir. Pıhtının ortadan kaldırılması sonrası kalan canlı hücreler elektrik sinyalleri oluşturarak bazen kalbin kaosa girmesine neden olabilirler. Bu sinyaller hız ayarlayıcısının sinyalleri ile çakışır ve elektriksel bir anarşi meydana gelir. Mevcut ritim birleşik olmazsa kalp bir daha asla atmaz. Beyne giden oksijen tamamen kesilir ve şayet kalp yeniden çalışmaya başlamazsa beyinde kalıcı hasar meydana getirir. Bunu önlemek için hastaya hemen 200 Joule gücünde şok uygulanır. Uygulanan şokun amacı kalbi durdurmak ve kalp hızlandırıcının kontrolü yeniden eline almasını sağlamaktır. Tekrar kalp atımı sağlandıktan itibaren yırtılan ve kopan plaka beş gün içerisinde iyileşir. Hastaya kan inceltici ilaçlar verilerek tekrar pıhtılaşmanın önüne geçilmeye çalışılır. Fakat plaka damarın içinde kaldığı için bundan sonra sürekli kan inceltici ilaçlar kullanılması gerekir.

Kalp krizi hayatı tehdit eden ölümcül bir sorundur ve krizde geri dönüşü mümkün olmayan hasarlar meydana gelebilmektedir. Kalp krizinin en başta gelen nedeni sağlıksız ve kolesterolü yükseltmeye neden olan beslenme şekilleridir. Ufacık bir yağ plakasının neler yapabileceğinin en önemli göstergesi yaşanan kalp krizidir.

Leave a Reply