Beyin tümörü belirtileri ve tedavisi

Beyin tümörü belirtileri ve tedavisi: Şiddetli baş ağrıları, kusma, görme ve konuşma bozuklukları, kollarda ve bacaklarda güçsüzlük başlıca beyin tümörü belirtileridir. Bu belirtileri olanların nöroloji veya beyin cerrahisiuzmanına görünmeleri gerekir. Yaygın olarak görülen beyin tümörü vakalarında tam donanımlı bir merkez ve ekip yaklaşımının yanı sıra, multi-disipliner bir tedavi anlayışının da hakim olması gerekmektedir. Yazımızda, beyin tümörü belirtileri ve tedavi yöntemleri ile ilgili bilgiler vereceğiz. İşte, detaylar;

Beyin tümörü nedir?


Bir dokunun, vücutta olmaması gereken bir bölgede oluşması ya da bulunduğu yerde kontrolsüz olarak büyümesine tümör adı verilmektedir. Bu ifadeye bakacak olursak, vücutta oluşan yağ bezeleri ve et benleri de tümör tanımına girebilir. Her tümör öldürücü bir etkiye yol açmasa da, beyin tümörlerinin beyin dokularında istisnai bir surumu söz konusudur. İyi huylu olan tümörler de beyinde kapalı bir yerde olduğundan öldürücü olabilmektedir. Ayrıca beyin tümörlerinin hepsi öldürücü bir etkiye neden olmasa da, kesinlikle kontrol edilmeli ve en doğru müdahalenin yapılması gerekmektedir.

Beyin tümörü belirtileri nelerdir?


Beyin tümörünün teşhis edilmesinde belirtiler büyük öneme sahiptir. Beyinde bunan iyi ya da kötü huylu tümörler, büyüdüklerinde kafanın içerisinde basıncın artmasına yol açarlar. Bu sebepten dolayı beyni bir yöne doğru iterek, beyin fonksiyonlarını veya beyindeki sinirleri işgal ederek işlevlerini hasara uğratabilirler. Beyin tümörü belirtileri kafa içi basıncının artış göstermesiyle birlikte seyretmektedir. Kafa içi basıncı da baş ağrısı, hareket ve mimiklerdeki yavaşlıklar, bulantı ve kusma, epilepsi atakları, kişilik bozukluğu, vücudun bazı bölgelerinde güçsüzlük, yazı yazma ve hesap yapma gibi bir takım yeteneklerdeki bozukluklar kafa içi basıncının belirtileri olarak sıralanabilir.

Hormonal bozukluklar ve bunun akabinde gelişen klinik semptomlar da beyin tümörü belirtilerindendir. El ve ayaklardaki büyüme, erken puberte, hipertiroidi, menstrual siklus bozuklukları, kortizol eksikliği veya fazlalığı da görülebilmektedir. Eğer saydığımız bu belirtilerden herhangi birinin varlığından şüphe duyarsanız, mutlaka bir uzmana görünmeniz de fayda vardır.

Beyin tümörünün oluşumu;


Beyin tümörünün oluşumuyla ilgili olarak iki önemli nokta ele alınabilir. Birincisi; beynin kendi hücrelerinden gelişmesi, ikincisi de; tümörün vücudun başka bir bölgesinden beyne sıçraması olarak ele alınabilir. Beyin tümörü kendi hücrelerinden gelişmişse, “benign” yani iyi huylu ve “malign” yani kötü huylu olarak ikiye ayrılmaktadır. Beyin tümörü 100 binde 3-5 oranında görülmektedir. Erkeklerde ve sarı ırkta daha sık görülen beyin tümörü vakalarında iyi huylu olan menenjiom genellikle kadınlarda görülmektedir. Hemen her yaşta görülebilen beyin tümörü vakaları yaşa göre farklılıklar göstermektedir. Mesela; kötü huylu tümörler en çok çocuklarda ve 60 yaş üzerindeki bireylerde görülmekte, iyi huylu tümörler ise geriye kalan kısımdaki insanlarda görülmektedir.

Beyin tümörü oluşumunun nedenleri tam anlamıyla bilinmese de, erkek cinsiyet, radyasyona maruz kalmak ve beyaz ırk en başta gelen risk faktörleridir. Tam olarak ispat edilmemiş olsa da cep telefonlarının da beyin tümörü riskini arttırdığı düşünülmektedir.

Beyin tümörü çeşitleri nelerdir?


Beyin tümörleri primer (birincil) ve seconder (ikincil) olarak iki gruba ayrılmaktadır. Kendi hücrelerinden meydana gelen primer beyin tümörleri, benign (iyi huylu) veya malign (kötü huylu) olabilmektedir. Seconder beyin tümörleri de vücutta başka bir yerde gelişen kanserli hücrelerin beyne sıçramasıyla gelişmektedir.

İyi huylu (Benign) beyin tümörü; Bu tür tümörler beyin hücresinden kaynaklanmazlar. Çok yavaş bir çoğalma hızına sahiptirler ve beyin dokusundan çok kolay bir şekilde ayrılabilmektedirler. Bu sayede, iyi huylu beyin tümörlerinin büyük çoğunluğu hatta tamamı çıkarılabilmektedir. Cerrahi sonrasında elde edilen sonuçlar oldukça başarılıdır. Ameliyatla alınan iyi huylu tümörlerin yeniden gelişmeleri ve vücudun başka bölgelerine yayılma olasılıkları bulunmamaktadır. Bu tümörler iyi huylu olsa da, büyüdüklerinde beynin hassas olan bölgelerine baskı yapması sonucu ciddi sağlık problemlerine neden olma ihtimalleri vardır. Alınmazsa, zaman içinde kanserli beyin tümörlerine dönüşme riski de bulunmaktadır.

Kötü huylu (Malign) beyin tümörü; İyi huylu tümörlere nazaran çok daha hızlı büyümektedirler. Yakınındaki beyin dokusuna da zarar vermektedir. Bu yüzden cerrahi müdahale ile tümünün alınması oldukça zor olmaktadır. Çünkü kötü huylu tümörlerdeki doku, beyin fonksiyonlarının gerçekleşmesini sağlayan dokulardır ve alınacak her dokunun beynin bir fonksiyonunu kaybetmesi anlamına gelmektedir. Kötü huylu beyin tümörlerinin ameliyatından sonra tekrar büyümeleri ihtimali bulunmaktadır. Bununla birlikte, vücudun değişik yerlerinden beyin dokusuna sıçrayan merastatik tümörler de kötü huylu tümörler sınıfındadır.

Beyin tümörünün teşhisi;


Beyin tümörü teşhisinde tam teşekküllü hastaneleri seçmek, hem tanılamada hem de tedavisinde başarılı olmayı da sağlayacaktır. MR ile beyin tümörü türünün ne olduğu ile ilgili fikir elde edilebilmekte, patoloji laboratuar tetkikiyle de tümör olup olmadığı kesin olarak anlaşılmaktadır. Beyin tümörlerinin teşhisinde ve tedavisinin detaylı bir şekilde planlanabilmesi açısından ileri radyolojik görüntüleme teknikleri oldukça önemlidir. Teknolojik gelişmeler sayesinde tümörlerin tanılanması ve patolojilerin tanımlanması çok kolaylaşmaktadır. BT anjiyo adı verilen kontrast madde ile beyin damar hastalıklarının tanılanması da gerçekleştirilmektedir. Bu uygulamayla beyin damar yapısı çok rahat bir şekilde görüntülenmektedir.

Beyin dokusu ve hastalıkları ile ilgili değerlendirmelerde MR öne çıkmaktadır. Standart MR ile yalnızca beynin anatomik ve yapısal hali ile ilgili bilgi edinilirken, teknolojik gelişmelerin katkısıyla beynin biyokimyasal, metabolik ve hemodinamik yapısıyla ilgili de ilgi edinilebilmektedir. İleri MR görüntüleme teknikleriyle ( DTI MR, Difüzyon MR, Fonksiyonel MR, MR spektroskopi ve Perfüzyon MR ) tümörlerin durumu, türü, biyokimyasal ve metabolik yapıları, görme, konuşma ve hareketi sağlayan alanlarla ilgili değerlendirmeler yapılmasına imkan vermektedir.

Beyin tümörü tedavisi nasıl olur?


Beyin tümörü tedavisinde, uygulanan tedavi kişiye özel olarak programlanmaktadır. Tedavideki amaç, hastanın yaşam kalitesini bozmaksızın tümörle mücadele etmek ve hastanın ömrünü mümkün olduğu kadar uzatmaktır. Ameliyattaki en başta gelen ve önemli olan faktörler tümörün tipi, yerleştiği yer, hastanın genel durumu, yaşı ve operasyonu olumsuz etkileyebilecek başka sorunların olup olmadığıdır. Bundan dolayı hastalara kişiye özel tedaviler uygulanmaktadır. Kötü huylu olan beyin tümörleri için, genellikle ameliyatla tedavi yoluna gidilmektedir. Tedavide hastaya kemoterapi, radyoterapi ya da her ikisi birden verilebilmektedir. Cerrahide stereotaksik hedefleme sisteminin olduğu radyoterapi cihazları, beyin tümörü cerrahisinde ihtimal dahilindeki olumsuz yan etkileri azaltırken, yapılan tedavinin etkinliği de büyük ölçüde arttırılmaktadır. Beyin tümörü cerrahisinde iki yöntem vardır. Bunlar; beyin biopsisi veya mikrocerrahidir.

  • Beyin biopsisi; Yerleşimi derin olan ve kafa içi basıncının artmasına yol açmayan, ancak tedavinin ne şekilde yapılacağını tespit etmek amacıyla tümörün tipini öğrenmek amacıyla gerekli olan durumlarda biopsi gerçekleştirilir. Bu yöntemde, tümöre en yakın yerden küçük bir delik açılır, tümörün üç boyutlu koordinatları belirlenir ve iğne ile tümör alınır. Hasta yaklaşık 24 saat sonra da taburcu edilir.
  • Mikrocerrahi; Beyin tümörünün tümü çıkarılmaktadır. Hastanın kafa içi basıncı düşürülmekte ve tümörün bölgesel etkileri sıfırlanmaya çalışılmaktadır. Eğer tümör beynin hareket etme, görme ve konuşma fonksiyonlarının olduğu yere yakınsa, mikrocerrahi yöntemi ile bu bölgelerin zarar görmemesi veya risklerin minimuma indirilmesi sağlanmaktadır. Bundan dolayı, beyin tümörü ameliyatı yapacak olan hastanenin en ileri teknolojiye sahip olması gerekmektedir.

Beyin dokusunun hasar görmemesini sağlayan, tümörün tümüyle çıkarılmasına imkan veren, kalıcı sakatlıkların risklerinden koruma sağlayan diğer etkili tedavi yöntemleri ise şu şekildedir;

  • Nöronavigasyon yöntemi; Beyin tümörünün tedavi seçeneklerinden biri de nöronavigasyon yöntemidir. Bu yöntemle hastaya ait olan film sisteme yüklenmekte ve cerrahi operasyon öncesinde tümöre yapılacak en doğru yaklaşım belirlenmektedir.
  • Nöromonitorizasyon yöntemi; Hastaya yapılan ameliyattan sonra ortaya çıkabilecek kol, bacak ve yüzdeki felci önemli ölçüde azaltmaktadır. Ameliyattan önce hastanın yüz, kol ve bacaklarına elektrotlar yerleştirilir ve bunlardan operasyon süresince sinyaller alınır. Alınan sinyallerde bir düşüş meydana geldiğinde operasyonu gerçekleştiren cerrah bilgilendirilerek, hassas ve tehlikeli bir bölgede olduğu bilgisi verilir.
  • İntraoperatif ultrasonografi yöntemi; Cerrahi operasyon sırasında hastaya beyin ultrasonu yapılmakta ve ne ölçüde tümörün çıkarıldığı hesaplanmaktadır. Bu yöntem sayesinde, beyin dokusundan güçlükle ayırt edilebilen tümörlerde rezidü kalma ihtimalini düşürmektedir.
  • Endoskopi yöntemi; Bu yöntem ile özellikle hipofiz tümörleri ve vertikül içi tümörlerinde, dar bir alanda geniş bir görüş sağlanabilmektedir.
  • Gliolan boyama yöntemi; Cerrahi operasyondan evvel hastaya sıvı içirilir. Bu sıvı sayesinde normal olan beyin dokusu ile tümörlü doku farklı renklerde görülmektedir. Bu sayede normal beyin dokusunun hasar görme riski düşürülürken, tümör alımı da en maksimum düzeyde gerçekleşmektedir. En önemlisi de hastanın ameliyattan nörolojik bir kayıp yaşamadan çıkmasına katkı sağlamaktadır.
  • Uyanık kraniotomi yöntemi; Bu yöntemle hastanın motor alan olarak tanımlanan kol, bacak ve konuşma merkezi gibi hassas bölgelerde gerçekleşen operasyonlarda hasta uyanık tutularak ameliyat edilmektedir. Bu yöntemle hastanın konuşma, kol ve bacak hareketlerindeki olumsuzluklar anlık olarak takip edilebilmektedir.
  • İntraoperatif BT yöntemi; Hastaya ameliyat esnasında bilgisayarlı tomografi çekilmekte ve o anki durumun ne olduğu net olarak görülebilmektedir. Bu sayede hastanın yeniden ameliyat edilmesi riski düşürülebilmektedir.

Beyin tümörü ameliyatından sonra yapılacaklar;


Ameliyat sonrası hastanın beyin tümörünün yerleşimi yüzünden, hem operasyon öncesi hem de operasyon sonrası fonksiyon kayıpları yaşanabilir. Bundan dolayı, beyin tümörü ameliyatlarının sonrasında hastaların fizik tedavi ve rehabilitasyon almaları tesviye edilmektedir.

Bunun yanı sıra, beyin tümörü bulunan kişilerin ameliyattan önce ve sonra psikolojik destek almaları da oldukça önemlidir. Ameliyattan sonra hastalığa olan bakış açısı, gösterilen özen ve ihtimam neredeyse gerçekleştirilen ameliyat kadar önem taşımaktadır.

Kaynak: Bu yazı, memorial.com.tr/saglik-rehberleri/beyin-tumoru/ kaynak alınarak özgün olarak oluşturulmuştur.

Leave a Reply