Yorgunluğu Anlamanın ve İyileştirmenin Yolu: Bilimsel Bakış Açısı

Yorgunluk sebepleri ve doğal yorgunluk tedavisi: Devamlı yorgunluk hali günümüzde birçok insanın en önde gelen sorunlarından biri olmuştur. Bu sorun, günlük hayattan keyif almamaya ve yapılması gereken işlerin yapılamamasına neden olmaktadır. Yazımızda yorgunluk sebepleri ve doğal yorgunluk tedavisi ile ilgili bilgiler vermeye çalışacağız. İşte, detaylar;

Yorgunluk nedir?

Kişiden kişiye değişiklik gösteren yorgunluğun herkesi kapsayabilecek tam bir tanımı yoktur. Bu nedenle kurallarla çerçevelenmiş bir durum değildir ve yalnızca fiziksel anlamda da tanımlanamaz. Fiziksel yorgunluk dışında mental manada halsiz ve yorgun hissedilmesi de benzer bir duruma yol açmaktadır. Ancak yine de bir tanımlamaya gereksinimimiz vardır. Buna göre yorgunluk; fiziksel ve mental olarak hissedilmekte olan, hareket etme konusunda isteksizlik, geçici güçsüzlük hali ve bir eylemi yerine getirme ile ilgili yetersizlik şeklinde tanımlanabilir.

Yorgunluk nedenleri nelerdir?

Yorgunluk hakkında gerçekleştirilen pek çok araştırma bulunmaktadır ve yorgunluğun nedenleri de geniş bir dağılıma sahiptir. Bu nedenle sizlere yorgunluk nedenleri konusunda uzunca bir liste yapacağız. Bu yorgunluk nedenlerini iyice benimserseniz daha sonra bahsedeceğimiz tedavi yöntemlerini çok daha iyi bir şekilde anlayabilirsiniz.

  • Metabolik bozukluklar;

Yorgunluk nedenlerinin bazısı metabolik etkenlerden kaynaklanmaktadır ve şu şekilde sıralanabilir;

Anemi (kansızlık): Anemi, oksijen taşıyan eritrositlerin kandaki sayılarının azalmasına denmektedir. Bu, kanın çok daha az oksijen taşımasına neden olmaktadır. Hücrelere gelen az miktardaki oksijen, kötü bir enerji üretimine yol açmakta ve kasların güçsüz kalmasına neden olmaktadır.

Hiper/hipotiroidizm (tiroid hormonlarında eksiklik ya da fazlalık): Hücrelerin enerji üretme mekanizmasını düzenleyen şey tiroid hormonlarıdır. Buna bağlı olarak da tiroid hormonlarındaki azlık ya da fazlalık kişinin çok daha yorgun hissetmesine yol açmaktadır.

Şeker hastalığı (diyabet): Kandaki şeker moleküllerinin hücreye sokulmasında vücudun yetersiz kalması şeker hastalığı olarak adlandırılmaktadır. Şeker hastalarında kan şekeri yükselmekte ve enerji üretimi için hücrelerin kullanacağı şeker oranı azalmaktadır. Bu da kişide yorgunluk yapmaktadır.

Fibromiyalji: Bu hastalığı olanlarda mevcut şiddetli ağrı genellikle uzun süreçte halsizlik ve depresyon olabilmektedir. Bununla birlikte yaşanan ağrılara bağlı olarak hareketsiz yaşam ciddi ölçüde yorgunluğa neden olmaktadır.

  • Vitamin ve mineral eksikliği;

Vücudun işlevlerini en doğru şekilde yerine getirebilmesi için vitamin ve mineraller büyük önem taşımaktadır. Buna bağlı olarak da yorgunluk yaşanması ile ilgili bağlantısı vardır diyebiliriz. Buna göre;

D vitamini: Bütün hücrelerin enerji üretim mekanizmasına rol oynamaktadır. D vitamini eksikliği kötü enerji üretimine yol açmakta, kötü enerji de yorgunluğa yol açmaktadır.

B12 vitamini: Kan hücrelerinin yapımında görev alan bir vitamindir. Kansızlıkta oldu gibi B12 vitamini eksikliği durumunda da ciddi boyutta yorgunluk oluşmaktadır.

Demir: Hemoglobin (oksijen taşıyan kan hücrelerinin oksijeni taşıyan ve bağlayan bölümü), demir olmadığı taktirde üretilememektedir. Buna bağlı olarak demir eksikliği nedeniyle uzun süreçte kansızlığa yol açarak yorgunluğa neden olmaktadır.

Her ay adet dönemlerinde kadınlar demir eksikliğine açıktırlar. Bunun dışında kapalı kıyafetler de kadınlarda D vitamini eksikliği meydana getirmektedir. Kronik yorgunluk şikayeti olan kadınlarda en başta şüphe edilenler D vitamini eksikliği ve demir eksikliğidir.

  • Uyku sorunları;

Vücudun ve zihnin dinlenmesi açısından uyku çok önemli bir etkiye sahiptir. Bundan dolayı uyku sorunları, enerji üretimi ile yorgunluk ilişkisinde doğrudan etki eden bir faktördür. Sürekli bir şekilde yorgunluk hissi varsa kronik uykusuzluk, uyku apnesi ve gece uykusunun olmaması gibi sorunlardan kaynaklanıyor olabilir.

Uyku apnesi, kişiyi yorgunluk konusunda kısır döngüye sokmaktadır. Bunun nedeni, uyku apnesinin kilo artışına yol açması ve tek başına yorgunluk meydana getirmesiyle birlikte kilo artışının da yorgunluk yapmasıdır.

Yorgunluğun diğer nedenleri;

Yorgunluğun nedenleri yalnızca metabolik problemler, uyku sorunu, vitamin ve mineral eksikliği değildir. Bunların dışında;

  • Kalp yetmezliği gibi kalp hastalıkları
  • KOAH ve astım gibi solunum sistemi ile ilgili hastalıklar
  • Hepatit ve tüberküloz benzeri enfeksiyonlar
  • Bazı kanserler
  • Madde ve alkol bağımlılığı
  • Anksiyete ve depresyon gibi psikiyatrik sorunlar da yorgunluğun diğer nedenleri olarak sıralanabilir.

Yorgunluk tedavisi nasıldır?

Yorgunluk tedavisinde uygulanabilecek pek çok şey bulunmaktadır. Ancak yazımızda beslenme ve yaşam tarzı değişikliğine odaklanacağız. Çünkü yorgunluğun tedavisinde en etkili yöntemler bunlardır.

Yorgunluk tedavisinde beslenme: Beslenme, yorgunluğun tedavisinde başvurulabilecek seçeneklerden biridir. Bunun nedeni, beslenmenin hücrelerin enerji üretim sisteminden psikiyatrik duruma kadar oldukça geniş bir etki alanı bulunmaktadır. Bunun için yapılması gerekenler ise şöyle;

  • Düşük karbonhidratlı beslenme;

Karbonhidrat bakımından zayıf beslenme, özellikle fazla kiloları olanların kiloları vermesine ve işlenmiş şekerli gıdalardan uzak durmasına katkı sağlamaktadır. Bu, eğer varsa insülin direncini de kırabilmektedir. Neticede düşük karbonhidratlı bir beslenme kişinin yaşadığı yorgunluğun giderilmesinde ciddi etki yapmaktadır.

Bunun yanı sıra, şeker tüketimi yüzünden bağımlılık meydana gelir ve kan şekerinde hızlı bir düşüş yaşatır. Şeker bağımlılığı da her türlü bağımlılık gibi yoksunluk evresine sahiptir. Düşük kan şekeri değerleri kişinin kendisini çok kötü hissetmesine neden olmaktadır. Yorgunluk hissetmek istemiyorsanız, kesinlikle şeker tüketimini azaltmanız ya da en düşük seviyeye indirmeniz gerekmektedir.

  • Yeşil sebzeler ve besleyici gıdalar;

Besleyici gıdalar ve yeşil sebzelerin tüketilmesi, vücudun vitamin ve mineral eksikliği yaşamasına mani olmaktadır. Bu sayede bazı vitaminlerden kaynaklanan eksikliklerin tamamlanmasına katkı sağlayacağı gibi, yeterli miktarda antioksidan alımı sayesinde hücre içi enerji üretimi optimize edilebilmekte ve yorgunluğu giderebilmektedir. Yorgunluğun giderilmesinde en etkili seçenekler brokoli, ıspanak, karalahana ve roka olarak sıralanabilir.

  • Sağlıklı yağlar;

Sağlıklı yağların tüketilmesi kişiyi uzun müddet enerjik tutmakta ve hormonal düzeyleri yapılandırmaktadır. Bundan dolayı doğru yağların tüketilmesi yorgunluk hissini de azaltmaktadır. Bu noktada önereceğimiz sağlıklı yağlar ekstra virgin zeytinyağı ve Hindistan cevizi yağıdır.

  • Sıvı alımı;     

Yeterli miktarda su tüketmek yorgunluğun giderilmesinde oldukça önem taşımaktadır. Çünkü farkına varmadan da vücut sıvı kaybı yaşamaktadır ve bunun ilk işareti de yorgunluktur. Sonuç olarak yeterli miktarda su içilmesi hem sağlık açısından hem de yorgunluğun azaltılması açısından çok önemlidir.

  • Aç kalmak;

Bu durumun yorgunluğa yol açacağını düşünüyorsanız yanlış. Çünkü açlık hissinin dengeli şekilde seyretmesi hormon dengesinin düzenlenmesine de katkı sağlar. Bununla birlikte açlık süreci boyunca mental anlamda uyarılmaktasınız ve salgılanan katekolamin hormonları çok daha aktif olmanızı sağlar.

Yorgunluk tedavisinde supplementler: Yorgunuğa karşı kullanılabilecek diğer bir silah da supplementlerdir. Pek çok supplement hücresi enerji metabolizmasını rayına oturtmakta, psikiyatrik durumun düzelmesine katkı sağlamaktadır. Tavsiye edilen supplementleri şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Ashwagandha;

Adaptojenik bitkisel bir destek olan Ashwagandha, çoğunlukla anksiyete ve depresyonun tedavilerinde kullanılabildiği gibi, mental yorgunluğun tedavisinde de etkin bir şekilde kullanılabilmektedir. Her türlü yorgunlukta ilk tercihiniz Ashwagandha olmalıdır.

  • Magnezyum;

Eklem ağrılarına ve kronik yorgunluğa karşı oldukça etkili bir supplementtir. Orta yaşın üzerindeki kişilerde magnezyum eksikliği daha fazla görülmektedir ve bu yaş grubundakilerin mutlaka almaları gerekmektedir.

  • Koenzim Q10;

Bu supplement oldukça başarılı olup, hücre metabolizmasının düzenlenmesine yaramaktadır. Bu nedenle Koenzim Q10, kronik yorgunluğun tedavisinde mükemmel bir destektir.

  • D vitamini;

Ülkemizde sıklıkla görülen bir sorun olan D vitamini eksikliği, depresyon riskini arttırmaktan kronik yorgunluğa varana dek pek çok konuda etkili olmaktadır. Kandaki D vitamini seviyesi 30 ng/dl’nin altındaysa doktor kontrolünde D vitamini takviyesi alabilirsiniz.

  • L-karnitin;

Bu supplement ise, hücre içi enerji üretim mekanizmasını ateşlemekte, şayet varsa da enerji üretimi ile ilgili bozuklukları da düzeltmektedir. Bundan dolayı devamlı olarak kendinizi yorgun hissediyorsanız L-karnitin kullanabilirsiniz.

Yorgunluk tedavisinde yaşam tarzı değişikliği: Yaşam tarzında yapılacak değişiklikler, yorgunlun tedavisinde düşünülenin aksine daha önem taşımaktadır. Çünkü vücut bir makine gibi çalışmakta ve her makine gibi o da çalışma ortamından etkilenmektedir. Buna göre yaşam tarzı ile ilgili değişiklikler şu şekilde olabilir;

  • Uyku düzeninde değişiklik;

Uyku düzeni kötü olan kişiler için uyku düzeninde yapılacak değişiklik çok önem taşır. Uyku zihnin dinlenmesini ve vücudun gün boyu aldığı hasarları onarmasına yardım etmektedir. Uykuya en geç 23:00’da gidilmeli ve minimum 7 saat uyunmalıdır. Tabi bu süre yetişkin bireyler için geçerlidir.

  • Sigara ve alkol bağımlılığından kurtulmak;

Bu, bireyin kronik yorgunluktan kurtulması için çok önemlidir. Çünkü bu tür alışkanlıklar, hücre içi enerji mekanizmasını bozmakta ve kronik yorgunluğa neden olmaktadır. Bunun yanı sıra kahve alışkanlığınız varsa, içmeyi azaltmalısınız ki zaman içinde kronik yorgunluğunuzu çözmede size katkı sağlasın. Çünkü kahve uyarıcı bir etkiye sahip olup, bu etkisi geçtiği zaman arkasında tam bir enkaz bırakmaktadır.

  • Düzenli egzersizler yapmak;

Düzenli olarak egzersiz yapmak, kişiyi mental anlamda sağlıklı kılacağı gibi hüre içi enerji kullanım mekanizmasının düzelmesini de sağlamaktadır. Bununla birlikte düzenli egzersizler, akciğer kapasitesinin artmasını ve kalp damar sağlığını arttırmaktadır. Buna bağlı olarak da kronik yorgunluğun tedavisinde etkili olmaktadır.

Bu durum aslında bir kısır döngüdür. Yorgunluk hissedip egzersizlerinizi yapmazsanız, kendinizi daha çok yorgun hisseder ve egzersizlerin miktarlarını düşürürsünüz. Burada sizlere tavsiyemiz, minimum 30 dakika ve haftada 3 gün olmak üzere düzenli yürüyüşler ve sağlık antrenmanları yapmanızdır. Şayet anksiyete, depresyon ve farklı psikiyatrik sorunlarınız varsa sizlere yoga yağmanızı öneririz.

Kaynak: Bu yazı, fitekran.com/yorgunluk-sebepleri-yorgunluk-tedavi-yontemleri/ kaynak alınarak özgün olarak oluşturulmuştur.

Leave a Reply