Tiroid hastalıklarında ameliyatsız tedavi (Radyoaktif İyot Tedavisi)

Günümüzde en sık görülen hastalıklardan biri olan tiroid ile ilgili hastalıklarda ameliyatsız tedavi seçeneği olan RAİ kapsül tedavisi ya da radyoaktif iyot tedavisi hakkında bilgiler vermeye çalışacağız. İşte, detaylar;

Radyoaktif iyot tedavisi, tiroidin kanser olmayan hastalıklarındaki tedavi ve tiroid kanseri tedavisi olarak iki amaca yönelik uygulanmaktadır.

Kanser olmayan tiroid hastalıklarının tedavisi

RAİ (radyoaktif iyot tedavisi) ameliyatsız bir tedavi şeklidir. Tiroid hastalıklarında etkili bir şekilde uygulanan, aynı zamanda ekonomik, kesin sonuçlu, konforlu ve kalıcı bir tedavi yöntemidir. Tedavide düşük doz radyoaktif iyot kapsülü verilmektedir. Kapsülün adı radyoaktif olsa da hastaya ve çevresindeki kişilere verdiği radyasyon oranı oldukça düşüktür ve hayati bir tehlike meydana getirmemektedir.

Tedavinin kullanıldığı alanlar:

  • Nodül olmayan zehirli guatr,
  • Otonom sıcak nodül olan zehirli guatr,
  • Otonom sıcak nodül olan zehirli olmayan guatr,
  • Ilık nodül bulunan zehirli olmayan guatr,
  • Nodül bulunmayan zehirli olmayan büyük guatr.

RAİ (radyoaktif iyot tedavisi) neden tercih edilir?

Tercih edilmesindeki en önemli sebep ameliyatsız bir tedavi yöntemi olmasıdır. Ameliyat nedeniyle hastaya gelebilecek özel ve genel risklerden korunma sağlamaktadır. Bununla birlikte hem daha ekonomiktir hem de çok daha konforlu bir tedavidir.

Tiroid ameliyatındaki riskler nelerdir?

  • Kalp ritm bozuklukları: Ameliyat esnasında oluşan problemlerin birçoğu kalp komplikasyonlarına ve tiroid krizine bağlı gelişmektedir. Cerrahi tedavisi yapılacak zehirli guatrı olan hastaların, hormon düzeyleri ilaçlar yardımıyla normale getirilmeli ve sonrasında ameliyat yapılmalıdır.
  • Tiroid krizinde hastanın ateşi 42 dereceye kadar çıkabilmektedir. Kalp ritminde bozukluk meydana gelir ve hasta ameliyattan sonra normal solunumuna geri dönemeyebilir. Özellikle ilerlemiş yaştaki hastalarda ölüm yaşanması daha çok görülür.
  • Cerrahi operasyon esnasında, hastanın ses tellerine giden sinirleri hasar alabilir, kesilebilir veya kopabilir. Sinir hasarının şiddetine göre hastada ses kısılması ve ses kaybı, uyku apnesi hatta ölüm bile görülebilir. Deneyimli cerrahlarca ameliyat yapılırsa, ses tellerine giden sinirlerin kesilme olasılığı çok düşer ancak ameliyatın doğası gereğince bütünüyle ortadan kalkmaz.
  • Ameliyatla tiroid alınırken, tiroidin arkasına yapışık ya da gömülü olarak bulunan kalsiyum bezlerinden bir tanesi veya birkaç tanesi de çıkarılabilmektedir. Böyle bir durumun yaşanmasından dolayı hastada kalsiyum dengesi bozulur. Kalsiyum dengesinin bozulması nedeniyle de kemik erimesi hızlanır. Bu hastalar ömür boyu kalsiyum ve sentetik paratiroid hormonu almak durumunda kalabilmektedirler.
  • Ameliyattan sonra boğazın en görülen bölgesinde ameliyat izi kalmaktadır. Kalan bu iz keloid denen bir gelişme sebebiyle çok kaba bir görünüm alabilmektedir. Ameliyatı yapan cerrah tecrübeliyse bu izi çok daha az bırakabilmektedirler.
  • Ameliyattan sonra göğüs boşluğuna doğru kanama gelişebilmektedir. Operasyonu gerçekleştiren cerrahın deneyimli olması bu tür ölümcül risk taşıyan sorunların yaşanmamasını sağlayacaktır.

RAİ’nin tedavisinin ameliyata göre üstünlükleri nelerdir?

  • RAİ, tiroid hormonu düzeyleri yüksek olduğunda bile uygulanabilmektedir. Buna karşın cerrahi operasyon öncesi, hastaların tiroid hormonu düzeyleri normale indirilmelidir.
  • RAİ kalp sorunları veya kalp yetmezliği olan hastalarda ve ileri seviyedeki şeker hastalarında da uygulanabilmektedir. Bu tür sorunları olan hastalara ameliyat yapmak büyük risk oluşturabilmektedir.
  • Ameliyatın aksine RAİ tedavisinde boğazınızda herhangi bir yara izi kalmamaktadır.
  • Ses telleri ve paratiroid (kalsiyum) bezeleri zarar görmez.

Radyoaktif iyot tedavisi kimlere yapılır?

RAİ (radyoaktif iyot tedavisi) nodül olan veya olmayan zehirli guatr hastalarına, zehirli olmayan sıcak nodül buluan guatr hastalarına, ılık nodül olan guatr hastalarına ve nodül bulunmayan zehirsiz guatr hastalarına uygulanmaktadır.

Radyoaktif iyot tedavisinin aşamaları:

RAİ kapsül tedavisi yani rasyoaktif iyot tedavisinin aşamları şu şekildedir;

1’inci aşama; hastaların hazırlanması,

2’inci aşama; Kapsülün verilmesi,

3’üncü aşama; Uygulama sonrasında hastanın takibidir.

En önemli aşama hastanın hazırlanmasıdır. Ayrıca doz hesabının ve tiroid fonksiyonunun belirlenmesi de önemlidir. RAİ tedavisi, hastanın hastaneye yatırılmadan gerçekleştirildiği bir yöntemdir. Hasta tedavi esnasında hiçbir ağrı, sızı veya acı duymaz. Hastanın takibi ise tedaviden hemen sonra başlar ve zamanla da seyrekleşen aralıklarla devam etmektedir.

Radyoaktif iyot tedavisi sonrası:

RAİ kapsül verildikten sonra, hasta bir takım kısıtlamalarla ilgili bilgi verilerek evine gönderilmektedir. Ancak tiroid kanseri olan hastalarda uygulanan doz normalin 20-50 katı kadar olmaktadır. Bundan dolayı da bu hastaların tedavi sonrası özel yalıtımlı bir odada tutulmaları gerekmektedir.

RAİ kapsül tedavisinden sonra hasta hemen iyileşir mi?

RAİ kapsül tedavisinde etki 20 gün kadar sonra görülmeye başlamaktadır. İyileşme ile ilgili sonuçlar serbest T3, T4 ve TSH ölçümlerinden donra en erken 1 ay sonra belirginleşebilmektedir. İyileşme etkileri görülene dek hastaların tiroid krizi riskine karşı korunmaları gerekmektedir. Bazı hastalarda etki 10-15 gün sonra görülürken, bazı hastalarda ise 3-4 ay kadar sürebilmektedir.

RAİ tedavisi sonrası ilaç kullanımı:

RAİ kapsül tedavisinde amaç tiroid hormon düzeyinin normal seviyesine getirilmesi değildir. Tedavideki başarı ölçütü serbest T3 ve T4 hormonlarını normal seviyesinin de aşağısına düşürmek ve hastanın gereksinim duyabileceği tiroid hormonunu uygun dozda sürekli kullanmasını sağlamaktır. Başarılı bir zehirli guatr tedavisi, kesinlikle tiroksin desteği denen eksik tiroid hormonunun yerine konmasından ve ömür boyu bu hormon tedavisinin olmasından geçmektedir.

RAİ kapsül tedavisi birden fazla uygulanır mı?

Hastanın gerektiği gibi hazırlanmadığı durumlarda, RAİ dozunun yeterli gelmediği tedaviden sonra veya iyot havuzu çok yüksek olan hastalarda RAİ kapsül tedavisi sonrası, tiroid hormonunun seviyesi normal düzeye inen hastalarda belirli bir süre sonra radyoaktif iyot tedavisinin tekrar edilmesi mümkündür. Bu durumdaki hastalarda ikinci bir RAİ kapsül tedavisi yapıldığında başarı elde etme oranı yaklaşık %100 civarındadır.

Radyoaktif iyot tedavisinin bir zararı var mı?

Uygulanan tedavi yeni değildir ve denenmiş bir tedavi şeklidir. 1956 yılından bu yana Avrupa’da yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Hastalar üzerinde herhangi bir sorun yaratmadığı gerçekleştirilen araştırma ve çalışmalarla kanıtlanmıştır. Dolayısıyla, RAİ tedavisi hastalar üzerinde herhangi bir zarar meydana getirmemektedir.

RAİ tedavisinden sonra tiroid hormon yetmezliği:

Tiroid ameliyatlarından sonra tiroid hormonunda azalma olur ve TSH düzeyi ameliyat öncesine oranla daha da yükselmektedir. Tiroid ameliyatından sonra hastalarda tiroid hormon yetmezliği meydana gelir. Ameliyattan sonra tiroid hormonu verilmeyenlerde tiroid hastalıkları nüks edebilmektedir.

RAİ kapsül tedavisinde tiroid tamamen veya kısmen hormon üretemez bir duruma sokulmaktadır ve tiroid dokusu doğal olarak küçülmektedir. Bu durumda, tıpkı ameliyat sonrası olduğu gibi RAİ tedavisinden sonra da tiroid hormon yetmezliği yaşanır. Tiroid hormon yetmezliği her iki tedavi sonrasında da gelişmektedir.

RAİ tedavisinin ayrıntıları:

RAİ, basit bir radyoaktif atom uygulaması gibi düşünülmemelidir. Bazı ince ayrıntılarının bilinmemesi tedavinin başarısının yok olmasına yol açabilmektedir. Bundan dolayı, deneyimli ve tecrübeli doktorlar tarafından yapılması uygundur. Kapsül, hiç de basit bir ilaç uygulaması olarak görülmemelidir. Tedavi sürecinin bir bütünlük içerisinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

RAİ mi, Atom mu?

Atom tedavisi, sıvı radyoaktif iyot tedavisi olup genel olarak atom tedavisi şeklinde bilinmektedir. Ucuz olsa da artık pek tercih edilen bir yöntem değildir. Sıvı radyoaktif iyot uygulamasında hasta içerken damlama ve dökülme olasılığı bulunmaktadır. Ayrıca doz ayarı oldukça zor yapılabilmektedir. RAİ kapsül tedavisinde ise dozlar hazır doz olarak üretilmektedir. Uygulama esnasında dökülme gibi riskler yaşanmaz. Mide yerine oniki parmak bağırsağında açılır ve emilir. Kan yoluyla da tiroide ulaşmaktadır. Sonrasında da tükrük ve mide sıvısı ile belli bir miktar salgılansa bile, radyasyon oranı çok daha düşük olmaktadır.

Tiroid kanseri tedavisi:

Tiroid kanseri tedavisinde hasta öncelikle hastaneye yatırılmaktadır. Hastaya en yüksek doz >150 miliküri RAİ verilmektedir. Hastanın tiroid bezesi tamamen çıkarılır ve sonra özel bir odada hastaya yüksek doz RAİ uygulanmaktadır. RAİ kapsül ağız yoluyla alınmaktadır. Ameliyat esnasında veya ameliyat sonrasında, tiroid bölgesinde arta kalan ve vücudun diğer bölgelerine dağılan kanser hücrelerinin yok edilmesi amaçlanmaktadır.

Şayet tiroid kanseri başka bir bölgeye gitmişse ve yayılma olmuşsa, daha yüksek dozda radyoaktif iyot-131 uygulanır. Ameliyat sonrası radyoaktif iyot-131 tedavisinden önce, hastanın bütün vücudunu taramak ve bunu takiben de yüksek doz tedavi verdikten sonra, bütün vücut yeniden taranarak kesin sonuçlar alınabilmektedir. Tedavinin dozu 150 miliküri’nin altında olmamalıdır. İhtiyaç duyulan hastalarda 6 ay aradan sonra yeniden yüksek doz iyot-131 verilebilmektedir.

Hastaya ilk kez verilen radyoaktif iyot genellikle en etkili olanıdır. Bundan dolayı en başta yüksek doz vererek kesin bir sonuca ulaşmak oldukça önemlidir. İkinci kez ve sonradan verilen RAİ tiroid kanser hücrelerince tutulumu çok daha düşük bir şekilde gerçekleşmektedir ve olası etkisi de daha az olur. Buradaki en temel prensip; “İlk doz altın dozdur.”

Tedaviden sonraki sürece önem verilmesi, tedaviden sonra bir takım özel uygulamalar kullanılarak yüksek dozlu tedavinin tükrük bezleri, akciğerler ve bazı yakın organlara zararının olmasının önüne geçilmektedir. Hastaya verilecek olan toplam dozun sınırı, toplada 2000 mCi kadar olmalıdır. Fakat kanser vücudunun her yerine yayılmış ve hayati tehlikesi olan hastalarda bu sınır aşılabilmektedir.

Leave a Reply