KOAH hastalığına neden olan 6 risk faktörü

KOAH hastalığı, 40 yaşın üzerindeki her 5 kişiden birinde görülmektedir. Bu hastalıkla ilgili gerçekleştirilen çalışmalarda, sigara içenlerde ve ilerleyen yaşlarda KOAH hastalığının artış gösterdiği belirlenmiştir.

Bu hastalık gelişmiş ülkelerde her iki cinsi birden, gelişmekte olan ülkelerde ise daha çok erkekleri etkilemektedir. Yapılan araştırmalarda, kadınların sigara dumanına çok daha duyarlı oldukları, erkeklerle aynı oranda sigara içtiklerinde bile bu hastalığı daha şiddetli yaşamaktadırlar.

KOAH hastalığı, 40 yaş üzerindeki yetişkinlerde görülmekte;

KOAH hastalığı yaygın görülen, ancak önlenebilir ve tedavi edilebilir hastalıklardan biridir. Bu hastalık, 40 yaş üzerindeki yetişkinlerde %15-20 oranında görülmektedir. KOAH tanısı konulan hastaların çok büyük bir kısmı sigara içen ya da uzun süre sigara içmiş ve de bırakmış kişilerden oluşmaktadır. KOAH sinsi ilerleyen bir hastalık olduğundan, sigara içenler öksürük ve balgam gibi şikayetlere dikkat etmediklerinde, hastalıkla ilgili teşhis koyulduğu zaman bu hastaların akciğer kapasitelerinin büyük bir kısmını yitirmiş durumdadır.

Hamilelikte sigara içilmesi, bebek için büyük risk;

Sigara, dünya genelinde KOAH hastalığında karşılaşılan en önemli risk faktörüdür. Pasif sigara içiciliği de akciğerlerin teneffüs ettiği toplam gaz ve partikül yükünü arttırmakta, solunum problemlerine yol açtığı gibi, KOAH hastalığının gelişimine de katkı sağlamaktadır. Hamilelikte anne adayının sigara içmesi halinde, rahimdeki bebeğin akciğerlerinin büyüme ve gelişimi etkilenmekte ve çok büyük bir risk meydana getirmektedir.

KOAH’a neden olabilecek faktörler;

  • Organik ve inorganik tozların solunması,
  • Kimyasal madde ve buhar içeren maddelere uzun süre maruz kalmak,
  • Odun ve kağıt üretiminde çalışmak, metal ve maden işçiliğinde olmak, ulaşım sektörü, çimento, tahıl ve tekstil sektöründe toz, duman ve bazı zararlı gazlara sürekli maruz kalmak,
  • İyi çekmeyen sobalarda ya da açık ateşte odun yakılması, bitkilerin köklerinin, tezek ve kömür yakılması ve dumanlarının solunması,
  • Havalandırması iyi olmayan konutlarda, ısınma ya da yemek yapma maksadıyla biyomas yakıtların kullanılması ve ortam havasını kirletmesi,
  • Açık havada olan kirlilik ve düşük sosyo-ekonomik durum.

KOAH’da erken belirtilerin önemsenmesi gerekir;

KOAH’ın en başta gelen belirtileri arasında öksürük, nefes darlığı yaşanması ve balgam çıkarmadır. Balgam çıkarma ve öksürük ilk başlarda yalnızca sabahları yaşanır. Bu tür şikayetler genellikle dikkate alınmaz ve sigara içmenin neticesinde olduğu varsayılır. Asıl olan; hafif öksürük ile az miktarda balgamın çıkarılması KOAH’ın habercisi olabileceğidir. Sigara içimi sürdürülürse ve KOAH ilerlerse öksürüğün şiddeti ve çıkarılan balgam miktarı artar. Bir süre sonra kişi günün herhangi bir diliminde de balgam çıkarmaya başlar. Hatta boğulacak kadar aralıksız ve şiddetli bir şekilde öksürükler başlayabilir.

Dinlenme esnasında da nefes darlığı yaşanabilir;

KOAH’ın erken dönemlerinde hızlı yürüme, koşma, merdiven çıkma gibi aktivitelerde, daha ilerlemiş seviyede ise dinlenme sırasında bile nefes darlığı oluşabilmektedir. Daha çok öksürük, balgam ve nefes darlığı konusundaki yakınmalar, 50 yaşlarına gelirken oldukça önemli oranda artmaktadır. Tüm bu yakınmalar, soğuk kış günlerindeki yoğun hava kirliliklerinde ve gribal enfeksiyonlardan sonra daha da artış göstermektedir.

40 yaşını geçen herkesin solunu testi yaptırması gerekli;

Solunum testi, KOAH’ın teşhisinde yapılması gereken bir testtir. Oldukça kolay yapılan bu testin, KOAH’ın erken teşhisi için sigara içen ve 40 yaşını geçen kişiler tarafından her sene en az bir defa yaptırılmalıdır. Yapılan solunum testiyle KOAH teşhisi konulabildiği gibi, hastalığın mevcut şiddeti de tespit edilebilmektedir. KOAH hastalığının teşhisinde akciğer filmi, kandaki oksijen düzeyinin ölçülmesi ve bir takım kan testleri de yapılabilmektedir.

Sigaranın bırakılması şart;

KOAH hastalığının tedavisinde ilk şart sigaranın bırakılması, yoğun dumanlı ve tozlu alanlarda çalışılmaması, bu gibi ortamlarda bulunulmaması ve düzenli ilaç tedavisinin sürdürülmesidir. Sigaranın bırakılmasıyla, hava yollarında ve hava keseciklerinde meydana gelmiş olan bozukluklar azalmaya başlar. Verilen ilaçlar KOAH’ın ilerlemesinin önüne geçmez ve yalnızca nefes darlığının hafifletilmesinde kullanılmaktadır. İlaçların düzenli kullanılmaması halinde KOAH ilerlemeye başlar, sürekli olarak tekrarlar, hastaneye yatışlar artarak pek çok yan etkileri de beraberinde getirir.

Yaşam kalitesinin arttırılması için bunlara önem verin;

  • Düzenli olarak egzersizler ve yürüyüşler gerçekleştirin,
  • Hava kirliliğinin yoğun olduğu, ayrıca soğuk olduğu saatlerde mecbur kalmadıkça dışarıya çıkmamalısınız,
  • Her sene sonbahar geldiğinde grip aşınızı olun,
  • Stresten uzak kalmaya gayret edin,
  • Pulmoner rehabilitasyon programlarına dahil olun,
  • Oksijen tedavisini mutlaka yaptırın,
  • Beslenme programınız diyetisyen tarafından hazırlanmalı ve buna uyulmalıdır.

KOAH hastalığında beslenmeye daha fazla özen gösterilmeli;

Düzensiz ve dengesiz beslenme yüzünden kilo kayıpları meydana gelebilir. Kilo kaybının ve kötü beslenmenin en temel sebebi, yemek yenmesi esnasında meydana gelen nefes alıp verme konusunda yaşanılan zorluktur. KOAH hastalarındaki kilo kayıpları, zamanla kasların erimesine ve solunum yapmaya yarayan kasların da zayıflamasına yol açar. Bu yüzden, başkaca bir sağlık sorununun meydana gelmemesi bakımından, düzenli ve dengeli bir beslenme programı takip edilmeli ve buna uyulması gereklidir.

Kaynak: Bu yazı, memorial.com.tr/saglik-rehberleri/koah-yol-acan-6-risk-faktorune-dikkat/ kaynak alınarak özgün olarak oluşturulmuştur.

Leave a Reply