Yoğurdun Faydaları ve Besin Değerleri

Yoğurdun faydaları ve besin değerleri

Yoğurt, sütün bakteriyel fermantasyonu neticesinde üretilen bir besindir. Bakteri kelimesi sizi yanıltmasın, çünkü yoğurt hem lezzetli, hem besin değeri çok yüksek vazgeçilmez bir gıda maddesidir. Yoğurdun oluşumunda meydana gelen süreç şu şekildedir; Sütün içinde bulunan laktoz, yoğurdun içinde bulunan bakteriler vasıtasıyla laktik aside çevrilmektedir. Sonucunda da sindirilmesi çok kolay, sütün içinde yer alan kalsiyumun çok daha iyi emilimini sağlayabilen bir ürün meydana gelmektedir.

Yoğurdun besin değerleri nedir?

Tam yağlı bir yoğurdun 100 gramında 61 kalori bulunmaktadır. Bu kalori miktarının 29’u yağ kaynaklıdır. 3,5 gram kadar da protein bulunur. Sütten elde edilen ürünler kalsiyum içeriği bakımından öne çıkmaktadır. Yoğurdun 100 gramı ile günlük kalsiyum ihtiyacının %12’si karşılanabilmektedir. Kalsiyum ihtiyacının tam olarak karşılanamaması yani kalsiyum eksikliğinde hem kemikler hem de dişlerde bazı rahatsızlıklar yaşanmaktadır. Yoğurt, çok iyi oranlarda potasyum, çinko, fosfor, riboflavin, B6 ve B12 vitaminlerini içinde barındırmaktadır.

Yoğurdun faydaları nelerdir?

İçeriğindeki bakteriler, zengin kalsiyum ve başkaca besin maddeleri nedeniyle oldukça fazla sağlık faydası sunan yoğurt, sofraların vazgeçilmez yiyeceklerinin başında gelmektedir.

Yoğurt, sütten daha kolay sindirilir:

Birçok kişi laktoz intoleransı ve protein alerjisinden dolayı süt içerlerse mide sorunları yaşamaktadır. Yoğurt, fermantasyon ile birlikte sindirilmesi çok daha kolay bir besine dönüşmektedir. Bunun nedeni, yoğurdun mayalanması sürecinde laktoz intoleransı olan kişilerde eksikliği bulunan laktaz enzimi meydana gelmektedir. Süt proteini olan kazein’in bir bölümü sindirilmekte ve bu sayede çok daha az alerjik hale gelmekte ve daha kolay emilim yapılmaktadır.

Bağırsak sağlığına katkı sağlar:

Yoğurt, bağırsak sağlığına iki yönden fayda sağlamaktadır. İlki; Bağırsakların sağlıklı olarak fonksiyonlarını yerine getirmesini sağlayan laktobakteriler içermesidir. Bu bakteriler zararlı maddeleri zararsız olan başka bakteriler haline getirmekte, kanserojen olmadan etkisizleştirmektedir. Bunun neticesinde de kolon kanseri oluşmasının riskini oldukça düşürür.

İkinci faydası da, kalsiyum yönünden oldukça zengin bir besin olmasıdır. Kalsiyum da kolon kanseri riskini düşüren bir mineraldir. Kalsiyum, bağırsak yüzeyindeki hücrelerin aşırı oranda büyümelerini engellemektedir. Bunun yanı sıra kanser üretimi yapan asitlere bağlanır ve bunları etkisiz hale getirir. Yapılan bir araştırma sonucuna bakılacak olursa, günlük 1200 mg kalsiyum alınması sayesinde kolon kanseri riski %75 oranında düşmektedir.

Başka besinlerinde emilimini kolaylaştırır:

Mayalanan bir besin olan yoğurt bu özelliği ile kalsiyum ve B kompleks vitaminleri emilimlerini kolaylaştırır. Yoğurttaki laktik asit süt kalsiyumunun sindirilmesine katkı sağlayarak emilimini kolay hale getirmektedir.

Bağışıklık sistemini güçlendirir:

Her gün 500 gram yoğurt tüketen kişilerin bağışıklık sistemlerinin tepkisinde artış görülmektedir. Bunu sağlayan madde de interferondur ve oldukça yüksek miktarlara ulaşmaktadır. Buna ek olarak yoğurttaki bakteri kültürleri akyuvar hücrelerini arttırmakta ve enfeksiyonlara karşı savaşmaya yardımcı olmaktadır. Laboratuar ortamında hayvanlar üzerinde gerçekleştirilen bazı araştırmalarda anti-tümör özelliği olan faktörler içerdiği de gözlenmiştir.

Kilo vermeye yardımcıdır:

Karın bölgesi yağlarının eritilebilmesi için beslenme programına günlük 500 gram yoğurt ilave edildiğinde, karın bölgesindeki yağların artmasına neden olan kortizol hormonunun daha az üretildiği gözlemlenmiştir. Bu nedenle de yoğurdun kilo vermedeki etkisi oldukça yüksektir diyebiliriz. Diğer bir ifade ile yoğurt tüketiminde alınan kalsiyum, vücudun yağ depolaması yerine bu yağları yakmasına katkı sağlamaktadır.

İyi bakteriler içermektedir:

Bakterilerin zarar veren varlıklar olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak yoğurtta sağlık açısından önemli iyi bakteriler bulunmaktadır. Yoğurt gibi fermente besinler vücuda fayda sağlayan mikroorganizmalar içerir. Probiyotik denen bu canlılar, sindirim sistemi için çok yararlı olduğu gibi bağışıklık sistemi için de güçlendirici etki sağlamaktadır.

Yüksek tansiyon riskini düşürür:

Yapılan çalışmalarda süt ürünlerinin düzenli bir şekilde tüketilmesi, yüksek tansiyon riskini düşürmeye katkı sağlamaktadır. Günde 3 porsiyon yoğurt tüketen kişilerin yüksek tansiyona yakalanma olasılıkları yarı yarıya düşmektedir.

Tokluk hissi verir:

Yapılan bir çalışmada denekler açlık, tokluk ve sonraki öğünde kalori tüketimlerine bakılarak test edilmişlerdir. Yoğurt ve meyve suları üzerindeki etkinliklere bakılan bu çalışmalarda en fazla tokluk veren besin maddesi yoğurt olarak belirlenmiştir. Protein yönünden zengin olan yoğurt gibi besinlerin açlık hissini çok daha iyi şekilde tatmin ettiği de belirlenmiştir.

Kemik erimesine (osteoporoz) karşı korur:

Kemiklerde çatlama olması riskini yükselten kemik erimesi (osteoporoz), yoğurttaki kalsiyum ve D vitamini sayesinde önemli ölçüde düşmektedir. Kalsiyum kemikleri güçlendirdiği gibi, D vitamini de kalsiyumun emilimini arttırmaya yaramaktadır.

Kasları yenilemektedir:

Yoğurttaki protein bu besini spor sonrası çok önemli bir yiyecek durumuna getirmektedir. Kasların kendisini tamir edebilmesi için gereken aminoasitleri sağlayan proteine ihtiyacı vardır. Yoğurdun içeriğinde bulunan karbonhidrat da spor sonrasında ihtiyaç duyulan enerjiyi kaslara sağlar.

Kolesterol düzeyini azaltabilmektedir:

Bazı çalışmalar, yoğurdun kolesterol düzeyini azaltabileceği görülmüştür. Yoğurtta bulunan bakterilerin kolesterolü yok ettiği düşünülebilir. Bunun nedeni yoğurdun kolesterolü yükselten safra asitlerine bağlanması, bunları yok ederek etkisizleştirmesi de olabilir.

Prof. Dr. Canan Karatay yoğurt hakkında açıklamalarda bulunuyor.

One Response

  1. Gökhan 29 Kasım 2016

Reply Cancel Reply