Diyabet (Şeker hastalığı) ve gizli şeker nasıl teşhis edilir?

Çağımızın önde gelen hastalıklarından biri olan diyabet, birçok insanın muzdarip olduğu bir sorun haline gelmiştir. Yazımızda, diyabet ve gizli şeker teşhisi ile ilgili bilgiler vermeye çalışcağız. İşte, detaylar;

Şeker hastalığı teşhisi:

Minimum 8 saat süreli bir açlıktan sonra kan şekerine bakılarak şeker hastalığının teşhisi yapılabilmektedir. Şeker hastalığının varlığı, açlık kan şekeri düzeyinin 126 mg/dl ve üzerinde olmasıyla belirlenir. Yine de net bir teşhis için birkaç gün geçtikten sonra açlık kan şekeri düzeyine bakılması gerekmektedir. Bu ölçümde de belirtilen değerin üzerinde kan şekeri çıkarsa, kesin bir şeker hastalığının varlığından söz edilir.

Ölçümde kan şekeri değerleri 100-126 mg/dl arasında çıktığında şeker yükleme testi gerçekleştirilir. Bunun için; 10-16 saatlik bir açlıktan sonra sabahları 75 gram şekerli su içilir ve ikinci saatin sonunda da kan şekeri ölçülür. Ölçüm neticesinde 200 mg/dl e üstü bir değer varsa şeker hastalığı teşhisi konulur. Şayet, değerler 140-199 mg/dl aralığında çıkarsa da gizli şeker hastalığı teşhisi konulmaktadır.

Fazla miktarda sıvı ya da su içen, sıklıkla idrara çıkan ve sebebi belirlenemeyen kilo kaybı olan kişilerde, öğünlere bakılmaksızın yani kişinin açlık veya tokluk haline bakmaksızın herhangi bir saatte yapılan kan şekeri ölçümünde, değerler 200 mg/dl ve üstü olursa da şeker teşhisi konulmaktadır. Eğer açlık kan şekeri 100 mg/dl değerinden az ise kan şeker normaldir.

Şeker hastalığı taraması kimlerde yapılır?

Şeker hastalığının erken teşhis edilmesi oldukça önemli bir konudur. Şeker taraması yapılmadığında, diyabet 10 yıl kadar sonra teşhis edilir ki, bu durumda da birçok organ hasar görmüş olur. Şeker hastalığı taraması yapılması gerekli olanlar şunlardır;

  • 45 yaşını geçmiş olan herkes,
  • 45 yaşından küçük olan, fazla kilolu, tansiyonu 14/9’dan büyük olanlar, gebelikte şeker görülen, 4 kg’den fazla kilosu olan bebek doğuran, trigliserid düzeyi >250 mg/dl olan, HDL’si <35 mg/dl olan, ailede şeker hastalığı olan, polikistik over hastası olan kadınlar, hareketsiz yaşam tarzı olan, daha önce yapılan ölçümlerde 100 mg/dl’den yüksek kan şekeri çıkanlar ve damar hastalığı olanlar,
  • Açlık kan şekeri değerleri 100-126 mg/dl olanlar ve şeker yükleme testinde 140-199 arası kan şekeri değerleri çıkanlar (her yıl),
  • Şeker taraması normal olan ve 45 yaşından büyük olanlar 3 yılda bir tarama yaptırmalıdır.

Şeker taraması nasıl yapılır?

Şeker taramasında açlık kan şekeri ölçülür veya şeker yüklemesi gerçekleştirilir. Açlık kan şekeri ölçümü, 10 saat süren bir açlık sonrası yapılmaktadır.

Oral glukoz tolerans testi (OGTT) yani şeker yükleme testi yapılabilmesi için, testten üç gün kadar önceden yeterli karbonhidrat almak, bu testin sonuçlarını etkileyebilecek ilaçları kullanmamak ve test sırasında sigara içmemek gerekmektedir. OGTT, açlık kan şekeri 100-126 mg/dl aralığında olan kişilere yapılmaktadır. 126 mg/dl’nin üzerindeyse yapılmaz, çünkü 126 mg/dl ve üzerinde bir değerin çıkması şeker hastalığının varlığını göstermektedir.

Şeker yükleme testi 75 gram şekerli su içilerek ve iki saat sonunda da kan şekerine bakılarak yapılır. Çocuklarda yapılacak olan testlerde, çocuğun ağırlığının her kilosuna karşılık 1,75 gram şeker olacak şekilde hesaplama yapılmaktadır. OGTT esnasında, kan şekeriyle beraber insülin hormonu seviyesine de bakılabilir. Bu insülin glukoz tolerans testidir. OGTT yapılırken, insülin hormonu düzeyinde aşırı yükselmeler olması, kişinin insülin direnci olduğunu göstermektedir. Kan şekeri değerleri yükselmese de diyabet riski altında olduğunu da gösterir. İnsülin direnci, açlık kan şekerinin insülin değerine bölünmesiyle anlaşılmaktadır.

Gizli şeker (pre-diyabet) nedir?

Kan şekeri ölçümünde, açlık kan şekeri 100-126 mg/dl aralığındakiler ve şeker yükleme testinde ikinci saat sonunda 140-199 mg/dl aralığında kan şekeri değerleri gizli şeker (pre-diyabet) olduğunu belirtir. Şeker yüklemesi sırasında ikinci saatten önce 30,60 ve 90’ıncı dakikalarda yapılacak ölçümlerde 200 mg/dl ve üzerinde kan şekeri değerleri olması gizli şekerin olduğunu göstermektedir.

Tıpta glukoz tolerans bozukluğu olarak adlandırılan gizli şeker, şeker hastalığının yaklaşık iki katı oranında görülmektedir. Bu da toplumdaki her dört kişiden birinde gizli şeker hastalığı olduğu anlamına gelir. Bu hastaların %4-9’luk kısmında ise görünür şeker hastalığı gelişmektedir. Gizli şekeri olan kişilerin birçoğunda açlık kan şekeri normal düzeylerde olabilmektedir.

Erkeklerdeki açlık kan şekeri bozukluğu, kadınlara oranla 1,5-3 kat daha fazla olmaktadır. Bu durum 50-70 yaşlar arasındaki kişilerde daha fazladır ve daha genç yaşlara oranla 7-8 kat daha fazladır. Açlık kan şekerinin bozukluğu (yüksek olması), pankreasta bulunan beta hücrelerinin iyi çalışmamasının göstergesidir.

Gizli şeker (pre-diyabet), kadınlarda daha yüksek oranlarda görülür ve insülin direnci olduğunun bir göstergesidir. Gizli şeker, koroner kalp hastalığı riskini arttırmaktadır ve dikkat edilmesi gerekir. Hastaların %7,6’lık bir kısmında da hafif retinopati (göz hasarı) görülmektedir. Eğer tansiyon yüksekliği varsa, göz hasarında artış olabilmektedir. Hastaların yaşam tarzlarında değişikliğe gitmeleri gerekmektedir. Yani sağlıklı beslenme, spor yapma, sigaranın bırakılması ve kilo kontrolü yapılması önemlidir. Bu değişikliklerin hayata uygulanması sayesinde, hastaların yarısında şeker hastalığı gelişimi önlenebilmektedir.

Leave a Reply