Deliryum (Delirium) nedir, nasıl bir hastalıktır?

deliryum nedir nasıl bir hastalıktır

Deliryum (Delirium) nedir, nasıl bir hastalıktır?

Tıpta tanımlaması ilk yapılan hastalıklardan biri olan deliryum (delirium), ani ve hızlı bir başlangıçla kendini gösteren, inişli çıkışlı bir süreci olan, enfeksiyon, zehirlenme, ağır besin ve su azlığı, yüksek ateş gibi nedenlere bağlı olarak gelişen geri dönüşümü olan bir hastalıktır. Deliryum aynı zamanda kişilerde algılama ve düşünme sorunları yaratan, uyku ve uyanıklık arasında bir dönemi ile bilinç bozukluğuna neden olan bir hastalıktır. Deliryum, beyin fonksiyonlarını bozarak nöropsikiyatrik semptomlara sebebiyet veren bir hastalık olarak da bilinir.

Araştırmalar deliryum hastalığının görülme sıklığının oldukça yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Özellikle hastaneye tedavi için yatan hastalarda %13 gibi yüksek bir oranda görüldüğü, yaşı 65’ten fazla olan hastaların hastaneye yattıklarında bu oranın %25’lere çıktığı belirlenmiştir. Herhangi bir sağlık sorunu ile ilgili hastaneye yatan kişilerde deliryum hastalığının görülme yüzdesi de yaklaşık %10-30 civarında değişmektedir. Deliryum 65 yaş üzeri yaşlılarda, diyaliz tedavisi gören hastalarda, inme geçirenler ve kanserli hastalarda daha yüksek bir görülme oranına sahiptir.

Deliryum hastalığının belirtileri:

Deliryum başlangıcından ortalama üç gün kadar önce huzursuzluk, endişe ve kaygı, dikkatte dağılma, uyku bozukluğu ve uykuda sayıklama gibi belirtiler görülebilmektedir. Hastalığın başlamasıyla birlikte farklı psikolojik bozukluklara benzeyen semptomlar da görülebilmektedir.

Hastanın konuşmasında anlamsız cümleler ve konudan konuya atlama durumu, şaşkınlık, huzursuzluk, ani tepki ve kelimeleri seçmekte zorlanma gibi belirtiler, yakın dönem hafıza sorunu ve dilde bozulmalar da görülebilir.

Hastadaki oryantasyon sorunu sıklıkla görülen belirtilerden olup, genellikle zamanla ilgilidir. Kişi kendini hastanedeyken evde ya da tam tersi bir şekilde hissedebilmektedir. Ayrıca, yakından tanıdığı bir kişiyi tanıyamama gibi sorunlar da sıkça yaşanmaktadır. Deliryum hastaları, olmayan bir durumu olmuş gibi algılayabilmektedirler. Aç bırakıldığını ya da hemşirenin onu zehirlemeye çalıştığını belirtebilir. Yanında olmayan biriyle yanındaymış gibi konuşabilir, eskiden kaybettiği biriyle konuştuğunu söyleyebilir.

Deliryum hastalarında en sık yaşanan sorunların başında uyku bozukluğu gelmektedir. Uyku ve uyanıklık arası bir durumda, gündüzleri fazla uyuma, geceleri huzursuzluk ve çırpınma gibi sorunlar yaşanabilmektedir. Ayrıca sinirlilik, korku ve depresyon sorunları da gözlemlenebilmektedir.

Deliryum hastalığının çeşitleri:

Deliryum üç tip olan bir hastalıktır. Bunlar;

1- Hiperaktif tip: Hasta sanrılar, halüsinasyonlar ve ajitasyon belirtileri gösterirler ve hastanede kalma süreleri azdır.

2- Hipoaktif tip: Bu tipte hastada depresyon ve uyanıklık halinde azalış göstermektedir ve yorgunluk halindedirler.

3- Karışık tip: Bu durum her iki tipin ortak özelliklerini taşıyan bir aşamadır. Hastalığın belirtileri ani, hızlı ve sürekli olarak değişim göstermektedir.

Deliryum tanısı:

Deliryum hastalığı, farklı karakterlerde olabildiği ve karar vermesi güç olduğundan tanılaması da çok zordur. Hastalığın tipik belirtileri olduğunda tanılama çok daha kolay olur, ancak tek bir noktaya bakan ve sakin duran kişilerde de deliryum görülebilmektedir. Karmaşık bir hastalık olan deliryum’da rutin ve sistematik bir tarama yoktur.

Deliryum belirtileri önemsenmez ve fark edilmezse daha ciddi problemlere sebep olabilmektedir. Kişide bilişsel ve fonksiyonel kapasitenin azalmasına neden olduğu için hastanede yatış süreleri uzar, çok daha zorlu bir tedavi gerektirir. Yaşlıların hastanedeki deliryum vakalarında ölüm oranı %22-76 arasında değişmektedir. Hastalığı geçirmiş olan ve hastaneden çıkış yapanlarda da ölüm oranları %25 gibi oldukça yüksektir. Belirlenmesi ve tanılanması güç olduğu için bazı sağlık kuruluşlarında yanlış tedaviler yapılabilmekte ve ölümle sonuçlanabilmektedir. Deliryum ile ilgili bilinen durumların dışında, kanıta dayalı bulguları tanımlama ve tedavi edilebilme gibi şartlar oluşmasa da, önemli gelişmeler sağlanmaya devam edilmektedir.

Leave a Reply