APTT nedir, yüksekliği veya düşüklüğü neden olur?

aPTT nedir, yüksek olması veya düşük olması ne anlama gelir ve nedenleri nelerdir. Kanın pıhtılaşma süresiyle ilgili bilgi sağlayan bir test olan aPTT ( aktivite parsiyel tromboplastin zamanı), kan pıhtılaşma bozukluğunda ve kan sulandırıcı tedavilerinin bazısının takip edilmesinde yapılmaktadır. Yazımızda, aPTT yüksekliği ve düşüklüğü ile ilgili bilgiler vermeye çalışacağız. İşte, detaylar;

aPTT ne demektir?

Bütün vücut kılcal damarlar ve büyük damarlarla sarılıdır. Vücuttaki bu damar sisteminde kanı tutmada pıhtılaşma sisteminin önemi oldukça büyüktür. Damarların herhangi birinde meydana gelebilecek çatlak ya da yırtıkta, çok kısa bir süre içinde pıhtılaşma sistemi aktif hale gelir ve bir tıkaç meydana getirerek kanamanın durmasını sağlar. Eğer bu sistem olmasaydı, en küçük bir kesik durumunda bile ölüm olabilirdi.

Kan pıhtılaşması çok karmaşık bir sürece sahiptir. Kandaki pıhtılaşmayı sağlayan birçok proteinin etkileşime girmesi ve aktif hale gelmesi neticesinde pıhtı oluşmaktadır. Pıhtılaşmayı sağlayan faktörlerden birindeki eksiklik, bireyin kanamaya yatkın olmasına neden olur. aPTT ile bu pıhtılaşma faktörlerinin bozuklukları veya eksiklikleri görülebilmektedir. Faktör 1 (fibrinojen), faktör 2, 5, 8, 9, 10, 11 ve 12.

PTT (parsiyel tromboplastin zamanı), pıhtılaşma için geçen sürenin ölçüldüğü bir testtir. aPTT de pıhtılaşma süresini ölçen bir testtir. Fakat PTT’den farkı pıhtılaşmanın hızlandırılması amacıyla aktivatör kullanılmasıdır. Testlerin ikisi de aynı amaç için kullanılıyor olsa da aPTT, PTT’ye göre çok daha hassas ölçüm sağlamaktadır. Test sonucunda alınan değerlerin yüksekliği kanın geç pıhtılaştığını göstermektedir.

aPTT testinde normal değer nedir?

Test sonucunda değerler 25-36 saniye aralığında çıkmalıdır. Elde edilen değer eğer 100 saniyeden fazlaysa vücutta kendi kendine kanamalar yaşanabilmektedir. PTT testinde bu değerin 60-70 saniye aralığında olması gerekir. Değerler, testin yapıldığı laboratuarlara göre değişiklik gösterebilmektedir.

aPTT testi hangi amaçla yapılır?

  • aPTT, anormal kanamalar ve morarmalardaki sebeplerin araştırılmasında kullanılmaktadır. Mesela;
  • Sıklıkla yaşanan ve seç duran burun kanamaları,
  • Küçük kesiklerdeki kanamaların geç bir sürede durması,
  • Kendi kendine gelişen eklem içi kanamaları,
  • Herhangi bir darbe alınmadığı halde vücutta morlukların oluşması veya çok hafif darbelerde bile ciddi morlukların meydana gelmesi.
  • Heparin tedavisi takibi; Heparin ilacı, kan inceltici olarak bilinen bir ilaçtır,
  • Pıhtılaşma ile ilgili faktörlerin olmaması veya az olması, kanamaya yatkınlık meydana getiren hastalıkların belirlenmesinde,
  • Savunma hücrelerinin pıhtılaşma faktörlerine saldırıp damar içi pıhtılaşmanın geliştiği antifosfolipid antikoru sendromu veya lupus entikoagülan sendromu gibi hastalıklarda,
  • Ciddi bir kanama durumunun olup olmayacağının belirlenmesi amacıyla ameliyatlardan önce de yapılır,
  • Karaciğer yetmezliğinin değerlendirilmesinin yapılması için kullanılmaktadır.

aPTT yüksekliğinin nedenleri nelerdir?

aPTT yüksekliği kanın geç pıhtılaştığı manasına gelmektedir. Bunun nedenleri ise şöyledir;

Hemofili:

Genetik olarak kanama yatkınlığına yol açan bir hastalık olan hemofili, faktör 8’in azlığı veya olmaması durumunda hemofili A olarak, faktör 9’un azlığı veya olmaması durumunda hemofili B olarak adlandırılmaktadır. Bunların her ikisinde de kanın pıhtılaşması geç olmaktadır ve kanamaya yatkınlık vardır.

Siroz:

Karaciğer yetmezliğinin oluştuğu bu hastalıkta kanamaya yatkınlık söz konusudur. Pıhtılaşma faktörlerinin birçoğu karaciğerde üretilir ve karaciğer bu fonksiyonu yerine getiremediği zaman pıhtılaşma faktörlerinin üretilmesinde de aksaklık olur. Sonucunda da hastada aPTT yüksekliği meydana gelmektedir.

K vitamininin eksikliği:

Bazı pıhtılaşma faktörlerinin üretilmesinde K vitamini gerekmektedir. Karaciğerde üretilmekte olan faktör 2, 7, 9 ve 10 K vitaminine gereksinim duymaktadır. Dolayısıyla K vitamininde eksiklik olması bu faktörlerin üretimini bozmakta ve pıhtılaşma süresini uzatmaktadır.

Von Willebrand hastalığı:

Kalıtsal bir kanama bozukluğudur. Von Willebrand faktörünün doğuştan olmaması, düşük ya da normal seviyede olmasına rağmen görevini yerine getirememesi neticesinde meydana gelen bir hastalıktır.

Dissemine İntravasküler Koagülasyon (DIC):

Yaygın damar içi pıhtılaşma şeklinde bilinmektedir. Normal insanlarda damar içi pıhtılaşma faktörleri ile pıhtılaşma sistemi aktif durumda değildir. Yalnızca gerekli olduğunda aktif hale gelir, kısa zaman içinde kanamanın durmasını sağlar ve yeniden pasif hale geçer. Damar içi pıhtılaşma sistemi bazen kontrolsüz bir şekilde aktif duruma gelir. Bunun neticesinde de damar içinde pıhtılaşma olur ve pıhtılaşma faktörleri çabucak tükenir. Bu duruma DIC yani yaygın damar içi pıhtılaşma adı verilmektedir.

Kontrolsüz olarak aktif hale gelen sistem, pıhtılaşma faktörlerini hızla tükettiğinden kişide kanama riski meydana gelmektedir. Yani kişide aPTT yüksekliği oluşmuştur.

Heparin veya Coumadin tedavisi:

Kan inceltici ya da kan sulandırıcı ilaçlar kanın pıhtılaşma süresinin uzamasına neden olmaktadır. Bazı pıhtılaşma faktörleri etkilerini azalttığı için bu durum meydana gelir. İlaçların verilmesindeki amaç kanın hızlı bir şekilde pıhtılaşmasının önüne geçmektir. Bu tür ilaçların alımına kalp hastalıkları, kalp ritim bozuklukları, kalp ve kalp kapağı ameliyatından sonra başlanmaktadır.

aPTT yüksekliğinin diğer bazı nedenleri:

  • Faktör 1 (fibrinojen) eksikliğinin olması,
  • Doğuştan gelen Fitzgerald faktörü eksikliği,
  • Lösemi hastalığı,
  • Lupus antikoagülan sendromu ve antifosfolipid antikor sendromu.

aPTT düşüklüğünün nedenleri:

Pıhtılaşma süresinin kısalmasına yol açan durumlar aPTT düşüklüğüne yol açabilmektedir.

  • DIC yani yaygın damar içi pıhtılaşma; erken dönemde değerler düşerken ilerleyen dönemde yükselmektedir.
  • Yaygın kanser türleri; kolon, pankreas ve yumurtalık kanseri gibi kanserler.
  • Aniden gelişen kanama sonrası.

aPTT testi, kanın pıhtılaşma sisteminin değerlendirilmesinde başvurulan çok önemli bir test konumundadır. Testin süresini alerji ilaçları, C vitamini ve aspirin gibi ilaçlar etkilemektedir. En sağlıklı test sonucunun sağlanabilmesi için, kullanılan ilaçların doktora bildirilmesi gerekmektedir.

Leave a Reply