Açlık ve tokluk şekerinden hangisi önemli?

Açlık ve tokluk şekerinden hangisi önemli

Şeker hastalığının tedavisi gerektiği gibi yapılmazsa, vücuttaki tüm dokuları ve organları etkilemektedir. Şeker hastalığı ile ilgili merak edilen konulardan biri de açlık ve tokluk şekeridir. Yazımızda, açlık ve tokluk şekerinden hangisinin daha önemli olduğunu anlatmaya çalışacağız. İşte, detaylar;

Şeker hastalığının izlenmesinde en önemli kriter, kan şekerinin hangi seviyelerde olduğudur. Hastalar, kan şekerlerini izlerlerken genellikle hata yaparlar ki, bu hataları oldukça tehlikeli sonuçlar doğurabilmektedir. Yaptıkları hata, tokluk şeker seviyesine bakmadan, yalnızca açlık şekeri sonuçlarına bakarak diyabet kontrolü yapmalarıdır.

Açlık şeker seviyesi birçok kişide kabul edilebilir sınırlarda olsa da, tokluk şeker seviyesi oldukça yüksek olabilmektedir. Bundan dolayı da şeker hastası kişilerde, şeker bağlı olarak kalp, beyin, göz ve böbrek problemleri gelişebilmektedir.

Bu durumda hangi şeker ölçümü önemli sorusuna verilecek cevap “her iki şeker de önemlidir” ancak “Tip2 diyabet hastalarında tokluk şekeri çok daha önemlidir.” Ayrıca yalnızca bu ikisinin izlenmesi de yeterli değildir. Hastanın üç aylık kan şekeri ölçümlerinin ortalaması ile ilgili fikir veren, HbA1c düzeyinin de bilinmesi gerekmektedir. Açlık şeker seviyesi normal olan, ancak tokluk şekeri ve HbA1c düzeyi yüksek olan şeker hastalarında önemli kalp, böbrek, göz ve beyin sorunlarının yanı sıra, diyabetik nöropati gibi sağlık problemleri ile de karşılaşılabilmektedir.

İyi biçimde bir diyabet izlemesi gerçekleştirebilmek için, açlık şekeri kadar tokluk şekerini de makul düzeylerde tutmak, üç aylık kan şekeri ortalamasının da 7’nin altında olmasını sağlamak gerekir. Ayrıca, bunların hepsini aynı anda kontrol edebilmek için yalnızca ilaçlar yetmez. Kan şekerinin kontrol altında tutulabilmesi için, yaşam şeklinde de ciddi değişikliklere gidilmesi gerekmektedir. Sonuç olarak; şekerin kontrol altında tutulabilmesinin temel anahtarı yaşam tarzının değiştirilmesidir.

Şekeri kontrol altına almak için ne yapılmalı?

Diyabetin kontrol altına alınabilmesi için bir tek açlık şekerinin kontrolü yeterli gelmemektedir. Bununla birlikte, tokluk şekeri ve üç aylık HbA1c’yi de takibe almak gerekiyor. Çünkü açlık şekeri düzeyi yüksek olmasa bile, tokluk şekeri düzeyinin yüksek olduğu hastalarda böbrek yetmezliği gibi böbrek sorunları, kanama gibi diyabetik göz sorunları, beyin damar problemleri, kalp krizi ve yetmezliği gibi kalp damar hastalıkları ile sinir sistemi hasarları gibi sağlık sorunları oldukça yaygın görülmektedir. Hastaların tokluk şekeri kontrollerinde düzenli ve doğru beslenme ile birlikte düzenli şekilde yürüme gibi aktiviteler, buna bağlı olarak da fazla kiloların verilmesi ilaçların sağlayacağı fayda kadar etki edebilmektedir.

Spor ve aktiviteler şekerin düşmesini sağlar:

Erken dönemde insülin direnci, orta ve ileri yaştaki diyabetlilerde oldukça önemli bir faktördür. Kişilerde insülin direncinin artmasındaki en başta gelen hata, fazla kilo alımı ve spor gibi fiziksel aktivitelerin yapılmamasıdır. Ne yiyip ne içtiğine özen göstermeyen, dolayısıyla fazla kilo problemine bir çözüm getirmeyen, kilo sorunu olsun ya da olmasın düzenli bir spor aktivitesi yapmayan ya da düzenli yürüyüşler yapmayan, merdiven inip çıkmayan bir şeker hastasının açlık ve tokluk şekerini kontrol altında tutması mümkün değildir.

Bundan dolayı, obez veya fazla kilosu olan Tip2 diyabetli hastalar için tedavi planlaması yapılırken, doğru bir beslenme planı geliştirilmeli, spor ve egzersizler arttırılmalıdır. Bunlar yapılırsa diyabet kontrolü çok daha kolaylaşacak, hatta ilaçlar kadar hastaya fayda sağlayacaktır.

Leave a Reply